Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2020
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: FERAY BALKAN ERGÜ
Danışman: Nezihat Rana Dişel
Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
Özet:
Amaç: Pulmoneremboli şiddet indeksi (PESI) pulmoner tromboemboli (PTE) hastalarında prognoz tahmininde kullanılmaktadır. Skorlamada kullanılan maddelerden biri olan 'öyküde kanser tanısı olmak', bilinç bozukluğuna sahip olmaktan sonra en yüksek puanı alan bileşendir ve prognoz açısından kötü prognoz puanına ulaşacak şekilde hastanın skorlamasını etkilemektedir. Buradan yola çıkarak; PTE tanısı alan kanser hastalarında klinik bulgular, EKG, EKO (sağ ventrikül fonksiyonları açısından), laktat, kan gazı, troponin, d-dimer ve NT-proBNP düzeylerinin prognoza etkisini araştırmayı amaçlamaktayız. Bu çalışmanın amacı kanser hastalarında PESI skorunun prognostik değeri ile klinik ve laboratuvar belirteçlerini karşılaştırmak ve PESI için kanser hastalarına özel ek skorlama tanımlayabilmektir. Materyal ve Metod: Bu prospektif ve kesitsel klinik çalışmaya 1 Ocak 2019 - 30 Haziran 2020 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Acil Servisi'ne başvuran ve yeni PTE tanısı alan tüm kanser tanılı 18 yaşından büyük hastalardan, çalışmaya katılmaya yazılı onam verenler dahil edildi. Hastalardan rutin testlere (hemogram, troponin T dahil biyokimya, kangazı) ek olarak, tanı aşamasında istenmediyse d-dimer, laktat ve NT-proBNP ölçümleri yapıldı. Hastaların demografik verileri ve laboratuar bulguları, elektrokardiyografi (EKG) ve ekokardiografileri (EKO), aldıkları tedavi, yatış durumu, yatış süresi ve acil serviste geçen ilk 1 saat, 24. saat, 1. ay ve 1-3. ay mortaliteleri değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya 53 yeni gelişen pulmoner tromboemboliye sahip kanser tanılı hasta alındı. Hastaların 28'i erkek (% 52,8) idi. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş ortalamaları 62,80±12,89 yıl, (n= 16), % 30,2'sinin 70 ila 79 yaş arasında olduğu belirlendi. Hastalardan 13'ü (% 24,5) eksitus oldu. Eksitus olan hastalardan 3'ü (% 23,0) ilk 24 saatte, 7'si (% 53,9) 1. ay, 3'ü (% 23,1) ise 1-3. ay içerisinde eksitus oldu. Çalışmaya dahil edilen hastaların yaş grupları (p=0,259) ve yaş ortalamaları (p=0,052) ile mortalite bulguları arasındaki farklılıklar istatistiksel açıdan anlamlı bulunmadı (p>0,05). Çalışmadaki hastaların en sık (n=21, % 39.6) akciğer kanseri tanılı olduğu görüldü. Otuzüç (% 62,3) hastada kalp yetmezliği, 25 (% 47,2) hastada kronik akciğer hastalığı, 47 (% 88,7) hastada ise bilinç bozukluğu mevcuttu. Hastaların 31'inde (% 58,5) nabız 110/dakika üzerinde, 40'ında (% 75,5) sistolik kan basıncı 100 mmHg'nin altında, 31'inde (% 58,5) solunum sayısı 30/dakikanın üzerinde ve 34'ünde (% 64,2) oksijen satürasyonunun ise % 90'ın altında olduğu saptandı. Çalışmaya dahil edilen 53 hastanın PESI risk sınıflamasına göre dağılımları incelendiğinede; 8 hastanın (% 15,1) sınıf 2, 23 hastanın (% 43,4) sınıf 3, 12 hastanın (% 22,6) sınıf 4, 10 hastanın (% 18,9) ise sınıf 5 de yüksek riskli gurupda yer aldığı bulunmuştur. D-dimer için hesaplanan cut-off değeri 24,28 pg/dl, sensivitesi % 76,92, spesifitesi % 82,5 ve AUC değeri 0,764 olup, D-dimer değişkenin mortaliteyi ayırt etmedeki etkinliğinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptandı (p=0,003). Kan ph değeri için hesaplanan cut-off değeri 7,3, sensivitesi % 69,23, spesifitesi % 85,0 ve AUC değeri 0,758 olup, kan pH değerinin mortaliteyi ayırt etmedeki etkinliğinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu tespit edildi (p=0,004). Laktatın cut-off değeri 3 mmol/l, sensitivitesi % 46,15, spesitivesi 77,5, (p=0,242), AUC değeri 0.615 bulundu. Çalışmamızda artmış laktat düzeyinin yani 3 ve üzerinde olmasının ölüm oranını artırdığı ancak bunun istatistiksel anlamlı olmadığ bulundu. TroponinT'nin cut-off değeri 47,49, sensitivitesi % 69,23, spesitivitesi % 68,42 AUC değeri 0,638 (p=0,140) ile istatistiksel olarak mortaliteyi ayırt etmede anlamlı bulunmadı. Nt-proBNP için hesaplanan cut-off değeri > 1340 pg/dl, sensivitesi 92,31, spesifitesi 70,0 ve AUC değeri 0,723 olup, Nt-pro BNP değişkenin mortaliteyi ayırt etmedeki etkinliğinin istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,002). Hastaların EKG'leri incelendiğinde % 8'inin normokardik sinüs, % 16'sının sinüs taşikardisi, % 14'ünün s1q3t3, % 4'ünün sağ dal bloğu, % 4'ünün yüksek hızlı atrial fibrilasyon, % 7'sinin de T negatifliği olduğu görüldü. Hastaların % 20'sinin taşikardik olduğu görüldü. Tartışma ve Sonuç: PESI'ye göre yüksek riskli gurupta yeralan hastaların D-dimeri 24,28 pg/dl üzerinde ise '1 puan', kan pH değeri 7,3 ve altı olanlara '1 puan', Nt-proBNP değeri 1340 pg/dl üzeri görülenlere '1 puan' EKO'da sağ ventrikül disfonksiyonu olanlara '1 puan' atanarak yeni bir mortalite hesaplandı. Bu hesaplamaya mPESI adı verildi. Hastaların toplam sağkalım oranı ile gruplar arasındaki farklılıkları incelendiğinde; mPESI puanı 2 ve altında olan hastaların, 3 ve üzerinde olan hastalara göre ortalama toplam sağkalım oranlarının istatistiksel açıdan anlamlı yüksek olduğu bulundu (p<0,05). mPESI 2 ve altında olan hastaların 1 aylık sağkalım oranları % 97,3, 3 aylık sağkalım oranları % 97,3 olarak bulunurken, mPESI puanı 3 ve üzerinde olan hastalarda 1 aylık sağkalım oranı % 33,3, 1-3 aylık sağkalım oranı ise % 16,7 olduğu saptandı. Anahtar Kelimeler: Kanser, Pulmoner tromboemboli, PESI, mPESI, Sağ kalp yetmezliği, D-dimer, NT-proBNP, Laktat, Troponin, Kan gazı, pH