5. ULUSLARARASI PALESTRA BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ, Skopje, Makedonya, 2 - 05 Mayıs 2025, (Özet Bildiri)
Bu çalışma, Cittaslow (Sakin Şehir) yaklaşımı
çerçevesinde Türkiye’deki seçili kentlerde yer alan kamusal açık alanların,
herkes için erişilebilir ve engelli dostu tasarım ilkeleri doğrultusunda
değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Sakin şehir hareketi, küreselleşmenin hızla
dönüştürdüğü kent yaşamına karşı, yerel kimliği koruyan, doğa ile uyumlu ve
insan merkezli bir yaşam biçimini benimsemektedir. Bu bağlamda, hareketin temel
ilkelerinden biri olan yaşam kalitesini artırma hedefi, sadece çevresel değil
aynı zamanda sosyal sürdürülebilirlik açısından da erişilebilirlik ilkesini
zorunlu kılmaktadır.
Çalışmada, nitel araştırma yöntemi benimsenmiş; literatür
taraması, belge incelemesi ve ikincil verilerden yararlanılarak içerik
çözümlemesi yapılmıştır. Seferihisar, Güdül ve Eğirdir örneklem olarak seçilmiş
ve bu kentlerdeki kamusal açık alanlar, TSE 9111 standardı doğrultusunda
değerlendirilmiştir. Hazırlanan kriter matrisine göre her alan
"uygun", "kısmen uygun" ve "uygun değil" olarak
derecelendirilmiş; bulgular nitel temalar altında sınıflandırılmıştır.
Elde edilen sonuçlar, incelenen kentlerde fiziksel erişim
unsurlarının kısmen sağlandığını; ancak duyusal ve sosyal erişilebilirlik
açısından önemli eksikliklerin bulunduğunu göstermektedir. Bu durum, Cittaslow
ilkelerinin evrensel tasarım anlayışıyla bütünleştirilmesi gerekliliğini ortaya
koymaktadır. Çalışma, sürdürülebilir ve kapsayıcı kentler için peyzaj mimarlığı
bağlamında geliştirilecek yeni politika ve tasarım yaklaşımlarına katkı
sağlamayı hedeflemektedir.
This study aims to evaluate public open spaces in
selected Cittaslow member cities in Türkiye in accordance with inclusive and
accessible design principles. The Cittaslow (Slow City) movement promotes a
human-centered, ecologically sensitive, and locally rooted urban lifestyle as
an alternative to the rapid urban transformation brought about by
globalization. One of its core objectives—enhancing the quality of
life—necessitates the integration of accessibility, not only in environmental
but also in social sustainability contexts.
A qualitative research approach was adopted in the study,
utilizing literature review, document analysis, and secondary data through
content analysis. Seferihisar, Güdül, and Eğirdir were selected as case study
areas, and their public open spaces were evaluated based on the Turkish
Standard TS 9111, which defines accessibility requirements for buildings and
their surroundings for individuals with disabilities and mobility constraints.
Using a developed criteria matrix, each city’s public space elements were rated
as “compliant,” “partially compliant,” or “non-compliant,” and the findings
were thematically categorized.
Results indicate that while physical accessibility
features are partially implemented, significant gaps remain in sensory and
social accessibility. These findings highlight the need for a comprehensive
integration of Cittaslow principles with universal design approaches. The study
contributes to the development of inclusive planning and design strategies
within the field of landscape architecture for more sustainable and livable
urban environments.