ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, vol.18, no.1, pp.313-328, 2018 (Peer-Reviewed Journal)
Abstract- Turkish-Mongol and Timurid Iran with native elements that have occurred as a result of mixing of Islamic culture, they confront us with a structure their own. Tamerlane although Jagatai tradition, especially Cengiz and sustains the steppe the tradition of Turkish organizations, Arab and Muslim emerged as a separate structure from the Turkish government though has also grown in the Turkish-Islamic culture and Maveraunnehir the tradition of dominant. Timur ruling legitimacy and dominance has been shaped by understanding while revealing on Turkish sovereignty understanding. As with other Turkish and Mongolian State Sovereignty it has maintained the Turkish universe understanding. Timurid State of the Turkish forces in accordance with the traditional understanding of sovereignty as well as to accept the Islamic religion was directly the right to receive from God. God’s shadow on earth and as a most competent authority after the Islamic prophet himself as an absolute authority to protect the public and religious authorities are using the power of this confronts us. After the selfunderstanding of sovereignty in this time Tamerlane has continued his successors. Where is the priority of this study as Tamerlane, when and by whom it was founded, timely Timur created Timurid state policy should be in line with the Prince (of Mirza) education were discussed. Tamerlane gave great importance to the education of the princes and members of the dynasty. So have accepted this tasks as a state duty and have implemented and education system starting from birth to princes and members of dynasty. This is where the education system and Princes do that which passes through the process and teachers allocated to the Prince of princes and their impact on teacher education process of these have been studied. Birth of Mirza throne, the role of education in Atabey processes and tasks are handled. In addition, the Timurid ruler and prince of science, education and culture, including Samarkand, Herat emphasis primarily to the lands they dominated, Shiraz, cities such as Tabriz are dealt with to make science and arts center
Öz- Timurlular Türk-Moğol unsurlarıyla yerli İran ve İslam kültürünün karışması sonucu ortaya çıkmıştır. Timurlular her ne kadar Çağatay geleneği başta olmak üzere Cengiz ve bozkır geleneğini sürdüren Türk teşkilatları, Arap ve Müslüman Türk devletlerinden ayrı bir yapı olarak karşımıza çıkmış olsa da Türk- İslam kültür ve geleneklerinin hâkim olduğu Maveraünnehir bölgesinde yetişmiştir. Timur iktidar meşrutiyetini ve hâkimiyet anlayışını ortaya koyarken Türk hâkimiyet anlayışı üzerine şekillendirmiştir. Diğer Türk ve Moğol Devletlerinde olduğu gibi Türk Cihan Hâkimiyeti anlayışını korumuştur. Timurlu Devletinin İslam dinini kabul etmesiyle geleneksel Türk hâkimiyet anlayışına uygun olarak gücünü doğrudan doğruya Allah’tan almaktaydı. Yeryüzünde Allahın gölgesi ve İslam peygamberinden sonra en yetkili bir makama sahip olarak kendine verilen bu makamın gücünü kullanarak halkını ve dini korumak için mutlak bir otorite olarak karşımıza çıkmaktadır. Timurlulardaki bu hâkimiyet anlayışı kendinden sonra halefleri zamanında devam etmiştir. Bu çalışmamızda da öncelikli olarak Timurluların nerede, ne zaman ve kim tarafından kurulduğu, Timur zamanında oluşturulan Timurlu devlet siyaseti gereği doğrultusunda Şehzadelerin (Mirzaların) eğitimi ele alınmıştır. Timurlular şehzadelerin ve hanedan üyelerinin eğitimine büyük önem vermişlerdir. Dolayısıyla bu görevi bir devlet görevi olarak kabul etmişler ve şehzadelere ve hanedan üyelerine doğumdan itibaren başlayan bir eğitim sistemi uygulamışlardır. Bu eğitim sisteminin nerede yapıldığı ve Şehzadelerin hangi süreçten geçtiği ve Şehzadelere tahsis edilen hocalar ve bu hocaların eğitim sürecinde şehzadeler üzerindeki etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Mirzaların doğumları, tahta çıkışları, atabeylerin eğitim sürecindeki rolü ve görevleri ele alınmıştır. Ayrıca Timurlu hükümdarların ve şehzadelerin bilim, eğitim ve kültüre önem vererek hâkim oldukları topraklara başta Semerkant olmak üzere Herat, Şiraz, Tebriz gibi şehirleri ilim ve sanat merkezi haline getirmeleri ele alınmıştır.