4th International Sustainable Development Congress, Antalya, Türkiye, 28 - 31 Ekim 2022, ss.1-11
Enerji-su-gıda-iklim bağını değerlendirmek çok önemli ve
karmaşık bir sorundur. Yerel, ulusal ve uluslararası yönetişimin her
kademesinde kayda değer ve sürekli çaba gerektirir. Küresel enerji ve su
talebi, nüfus artışı ve ekonomik büyüme nedeni ile 2030 yılına kadar % 40 oranında
artacaktır. Esas olarak verim artışıyla karşılanması gereken gıda talebinin, %
50 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Bu taleplerin karşılanması, iklim
değişikliği, verimli arazilerin azalması ve gezegenin doğal kaynaklarının zaten
önemli bir sıkıntı altında olması gerçeğiyle, daha da zorlaşmaktadır. Bu
zorluğun büyüklüğü ve karmaşıklığı, acil eylem ihtiyacı ile birlikte,
enerji-su-gıda-iklim bağına verilen mevcut önemi açıklamaktadır.
Bütün bu önemli etmelerin; arazi
kullanımı, arazi edinimleri ile yerel, ulusal ve ulusla arası düzeylerde çevre
üzerinde etkisi olacaktır. Bu zorlukları aşmak için, küresel ekonominin her
zamanki gibi, iş yaklaşımından önemli bir geçiş yapması gerekecektir. Bu
çalışmanın genel amacı, gıda sektörünün mevcut enerji durumunu hem talep hem de
arz bakımından değerlendirmek ve tüm gıda tedarik zincirinin daha enerji-etkin
olabileceği fırsatları tanımlamaktır.