2. INTERNATIONAL MEDITERRANEAN SCIENTIFIC RESEARCH AND INNOVATION CONGRESS, Girne, Cyprus (Kktc), 30 - 31 July 2022, pp.954, (Summary Text)
gerektirmektedir. Çalışmada, Türkiye’nin güney kıyılarını kapsayan bir
alan belirlenmiş ve bu alana ait hidroklimatolojik bilgi ihtiyacına yanıt verilmesi amaçlanmıştır. Materyal
olarak, çalışma alanındaki 48 gözlem istasyonuna ait 1960-2021 yılları arasında kayıtları tutulmuş olan zaman
serileri kullanılmıştır. İklim sınıflarının bulunmasında Türkiye coğrafyası için geliştirilmiş olan Erinç ve
Aydeniz yöntemleri, haritalarının oluşturulmasında jeoistatistiksel bir yöntem olan Sıradan Kriging tekniği,
ekstrem olayların tespitinde Standartlaştırılmış Yağış İndeksi, iklim eğilimlerinin bulunmasında Mann–Kendall
Testi, Sen’in Eğim Yöntemi ve Yenilikçi Eğilim Simülasyonu kullanılmıştır. Bulgulara göre, uzun yıllar
ortalamalar için Erinç ve Aydeniz yöntemleri benzer sonuçlar vermektedir. Nisan ve ekim aylarındaki yağış
etkinlikleri, yıllık bazdakine sayısal olarak yakındır. Sıradağların iklim sınıflarına olan etkisi büyüktür. Çalışma
alanındaki istasyonlar yıllık bazda nemli, yarı nemli, yarı kuru ve kuruya yakın iklim sınıflarına sahiptir. Alansal
açıdan en geniş aşırı kuraklık 1972, 1973 ve 1974 yıllarında; en geniş aşırı nemlilik 1968 ve 1969 yıllarında
görülmüştür. İstasyonların %6’sında aşırı nemlilik, %40’ında aşırı kuraklık artma eğilimindedir. 2070 senesinde
yıllık toplam yağış, mevcut ortalamaya göre %14-32 daha az; yıllık ortalama sıcaklık, mevcut ortalamaya göre
0,4-2,8 °C daha fazla olacaktır. Sonuçlar doğrultusunda buharlaşma kayıplarının azaltılması, yağış hasadının
yaygınlaştırılması, yeraltı su kullanımının kısıtlanması, su gerektiren üretimlerin yağış etkinliğine göre
konumlandırılması, albedo oranının artırılması, su kalitesinin korunması ile ilgili önerilerde bulunulmuştur.