Eğitim Dil ve Edebiyat Dergisi , no.3, pp.1-16, 2023 (Peer-Reviewed Journal)
When we look at the world history, it is seen that people at all levels of societies are in communication and
relationship with each other in some way, and there is a two-way relationship between praise and satire,
especially between poets and thinkers and administrators and administrators. Ottoman Sultan Abdul
Hamid II. It is known that Abdul Hamid (1842-1918) also found a place for himself in the works of poets
and writers of his period, aside from his administration in the last periods of the Empire and his importance
in terms of Turkish and world history. The aim of the research, in which the qualitative research method
is used in general and supported by the literature review and sampling techniques, is to reveal of Syrian
Arab poets’ perspective of on Abdul Hamid II and therefore on the Ottoman Empire in his eyes. As a result
of the study, it was seen that while he was appreciated by some Syrian poets, he was vilified at a level that
was overdone by others. Admirable Syrian poets, generally influenced by the caliphate bond, Abdul
Hamid II. He clearly expressed the influence and praise of Abdul Hamid on Syria, and therefore the
Ottoman Empire, through his poems. One of these poets and the Christian Mariana al-Marrash (1848-1919)
took part in the first group, the Islamic unity against Western imperialism and colonialism and the
caliphate represented by the Ottoman Empire in their poems, and in this context, Abdul Hamid II. It was
seen that he was defending Abdul Hamid Khan. The opposing group, which included another Christian
Syrian poet, Michael al-Saqqal (1852-1937), criticized the Ottoman state and therefore Abdul Hamid Khan
with the motives of freedom and reaction, and even preferred to act with those who tried to dethrone him.
In the aforementioned period, from the eyes of Syrian poets, Abdul Hamid II. It turns out that Abdul
Hamid followed the political and social relations between Syria and the Ottoman administration within
the framework of the concept of the Caliphate during his 33-year reign, and in fact, they shed light on the
Syrian mentality of their period.
Dünya tarihine bakıldığında toplumların her kademesindeki insanların birbirleriyle bir şekilde iletişim ve
ilişki içinde olduğu, özellikle şair ve düşünürler ile yönetici ve idareciler arasında övgü ile yergi arasında
iki türlü bir ilişkinin süre geldiği görülür. Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamid’in (1842-1918) de
İmparatorluğun son dönemlerindeki yönetimi ile Türk ve dünya tarihi açısından önemi bir yana,
döneminin şair ve ediplerinin çalışmalarında kendine yer bulduğu bilinmektedir. Genel olarak nitel
araştırma yönteminin kullanıldığı, kaynak tarama ve örneklendirme teknikleri ile de desteklenen
araştırmanın amacı, dönemindeki Suriyeli Arap şairlerin II. Abdülhamid’e ve dolayısıyla onun nezdinde
Osmanlıya bakışlarını ortaya koymaktır. Çalışma sonucunda kendisinin, bazı Suriyeli şairleri tarafından
takdir edilirken bazıları tarafından da dozu kaçacak bir seviyede yerildiği görülmüştür. Takdire şayan
gören Suriyeli şairler genelde hilafet bağının da etkisiyle II. Abdülhamid’in, dolayısıyla da Osmanlının
Suriye üzerindeki etkisini ve övgülerini şiirleri üzerinden açık bir şekilde dile getirmiştir. Bu şairlerden biri
ve Hristiyan olan Mariana el-Marrâş’ın (1848-1919) yer aldığı ilk grubun, şiirlerinde Batı emperyalizmine
ve sömürgeciliğine karşı İslam birliğini ve Osmanlının temsil ettiği hilafeti ve bu bağlamda II. Abdülhamid
Han’ı savunduğu görülmüştür. Yine Hristiyan olan bir başka Suriyeli şair Mîhâîl es-Sakkâl’ın (1852-1937)
yer aldığı karşı grup ise özgürlük ve gericilik türü saiklerle Osmanlı devletini ve dolayısıyla Abdülhamid
Han’ı tenkit etmiş hatta onu tahttan indirmek için uğraşan kesimlerle hareket etmeyi tercih ettikleri
görülmüştür. Adı geçen dönemde Suriyeli şairlerin II. Abdülhamid’in 33 yıllık saltanatı boyunca Hilafet
kavramı çerçevesinde Suriye ile Osmanlı yönetimi arasında oluşan siyasi ve sosyal ilişkileri takip ettiği ve
aslında bu yönüyle dönemlerinin Suriye düşünce yapısına da ışık tuttukları ortaya çıkmaktadır.