İslam hukuku literatüründe vesâyet, yaşı küçük olan çocuklar ile ergenlik çağına girmiş ancak cünun, ateh ve sefeh gibi sebeplerle ehliyeti noksan olan kişilerin mallarının velî ya da vasî tarafından idare edilmesini ifade etmektedir. Vesâyeti gerektiren haller neticesinde kısıtlı üzerine vasî tayin edilmek suretiyle kısıtlıların malları hem koruma altına alınmakta hem de bu mallar idare edilmektedir. İslam hukukunun klasik kaynaklarında vesâyet konusu teorik anlamda temelde “kitâbu’l-vesâyâ” ana başlığı altında olmak üzere fıkhın diğer konuları arasında serpiştirilmiş bir şekilde incelenmiştir. Ancak vesâyet konusuyla ilgili özellikle pratiğe dönük çalışmaların sayısı çok azdır. Vesâyetin toplum ve devlete yüklemiş olduğu yükümlülüğü yerine getirmek üzere görevlendirilen vasînin tayin edilme şekli ve süreci de en az konunun kendisi kadar önemlidir. Bu sebeple, çalışmamızda kısıtlılar üzerine vasî tayin konusunda Osmanlıdaki uygulamanın nasıl olduğu konusunun açıklığa kavuşturulması hedeflenmektedir. Çalışma esnasında şer’iyye sicillerindeki örnek kayıtların yanısıra, ihtiyaç duyulduça fıkıh eserleri ve fetva mecmualarındaki fetvalardan da istifade edilerek nazari fıkıh, ile uygulamanın ne derece örtüştüğünün tespiti ortaya konulacaktır.
In the Islamic law literature, guardianship refers to the management of the property of minors and persons who have reached the age of puberty but lack capacity due to reasons such as insanity, atheh and debauchery by a guardian or a guardian. As a result of the conditions requiring guardianship, the property of the restricted is both protected and managed by appointing a guardian. In the classical sources of Islamic law, the subject of guardianship is theoretically analysed under the main heading of ‘Kitāb al-wasāyā’ and interspersed among other subjects of fiqh. However, there are very few studies on the subject of guardianship, especially in practice. The way and process of appointing the guardian, who is appointed to fulfil the obligation that guardianship imposes on society and the state, is as important as the subject itself. For this reason, this study aims to clarify how the Ottoman practice of appointing guardians for the limited was in the Ottoman Empire. In addition to the sample records in the shari'iyya registers, the study will also make use of fiqh works and fatwas in fatwa collections to determine the extent to which the theoretical fiqh and the practice coincide.