Sözlü anlatımın yerini yazıya bıraktığı tarihlerden günümüze kadar
insanoğlu, anlayış ve duyuş biçimlerini diğerlerinden daha etkili ve farklı olarak
ifade etmek istemiştir. Bu durum zaman içerisinde edebiyat ve fikir adamlarının
düşünüş tarzlarını etkilemiştir. Toplumsal ve siyasal olaylar bu etkileşimin
tetikleyici unsurları olmuştur. Hümanizm, Rönesans ve Fransız İhtilali gibi tarihi
derinden etkileyen toplumsal devinimler, edebî anlayış ve duruş biçimlerini
yönlendirip, şekillendirmişlerdir. Bu biçimlenişin ve hareketliliğin edebiyatta
karşılığı edebî akımlar olmuştur. Siyasal ve toplumsal olayların filizlendirdiği
klasisizm, romantizm ve realizm akımları hem Batı hem de Türk edebiyatının
temelini oluşturmuştur. Bu üç büyük akım edebiyatın çeşitlenmesine, farklı duyuş ve
düşünüşün ortaya çıkmasına hizmet etmiştir.
From the date when oral narration left its place to the written expression to
nowadays, the human kind has always wanted to express his comprehension and
feeling abilities more different and effective than the other kinds. This case has
gradually effected on the styles of thinking of literary men and headworkers. Social
and political events became the trigger elements of this interrelation. Social
movements such as Humanism, Renaissance and the French Revolution managed
and formed the literary conceptions and attitudes. This formation and evolutions led
to start the literary movements. Classicism, Romanticism and Realism which were
formed by the social and political movements has been the basic of both the West
and Turkish Literature. These three great Movements has served for the varieties of
the literary and caused to appear different feelings and thinking.