Tebrizli Şemseddin ve Mevlana


ŞAHBAZ M.

TURKISH STUDIES, vol.12, no.19, pp.165-178, 2017 (SSCI)

  • Publication Type: Article / Article
  • Volume: 12 Issue: 19
  • Publication Date: 2017
  • Journal Name: TURKISH STUDIES
  • Journal Indexes: Social Sciences Citation Index (SSCI), Scopus
  • Page Numbers: pp.165-178
  • Çukurova University Affiliated: Yes

Abstract

With every culture on earth it is always in shopping. Every nation has more or less a universal culture from its own culture. As Muslims and Turks, our contributions to this universal cultural mysticism have been through a number of mystical thinkers such as Mevlana, Yunus Emre, Haci Bektash Veli. The formation of Islamic Philosophy is based on the existence of Turkish philosophers. Of these Mevlana is an important place. Mevlana is the ablative figures of Turkish thought and culture history, who have been able to push the borders of the universality with his philosophy and succeed in becoming a word every time. Mevlana’s elite and guiding ideas all need more than every today. Mevlana not only in a certain order but in every model of mankind that lives and lived. His philosophies that radiate beyond centuries will continue to enlighten and illuminate all humanity apart from colors, languages, religions, and ideas for seven hundred years, not just the faith he has lived. In our work, the relationship between Mevlana and Tabriz Semseddin, which is a great contributor to Mevlana’s knowledge, was taken up. He met a dervish filled with ecstasy like Sems-i Tabrizi and after that the course of Mevlana’s life changed. He is tied with a love of this free-minded and thoughtful dervish sophistication. Sems-i Tabrizi has taken Mevlana away from the world of knowledge and worship which is framed by mysterious information. He has the power to leave it to the broad and mysterious horizons of emotion and thought. 

Dünya üzerinde her kültür diğeriyle daima alışveriş içindedir. Her millet, kendi kültüründen Dünya Medeniyetine az veya çok katkıda bulunur. Müslüman ve Türk olarak, bizim Dünya Medeniyetine tasavvufî yönden katkımız, Mevlânâ, Yunus Emre, Hacı Bektaş Velî gibi bir takım mutasavvıf düşünürler vasıtasıyla olmuştur. İslâm Felsefesinin teşekkülü Türk asıllı filozofların mevcudiyetine dayanmaktadır. Bunların arasında Mevlânâ önemli bir yer almaktadır. Mevlânâ, felsefesiyle evrenselliğin sınırlarını zorlayıp her dönemde söz sahibi olmayı başarabilmiş Türk düşünce ve kültür tarihinin abidevi şahsiyetlerindendir. Mevlânâ ’nın seçkin ve yol gösteren fikirlerine bütün insanlık bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Mevlânâ sadece belli bir düzenin değil yaşanan ve yaşa¬nılacak olan her devrin insani modeli olmuştur. Onun asırlar ötesine ışık saçan düşünceleri, sadece yaşadığı imanı değil, yedi yüz yıldır renkleri, dilleri, dinleri, fikirleri ayrı bütün insanlığı aydınlatmış ve aydınlatmaya devam edecektir. Çalışmamızda Mevlânâ’nın İlim ve İrfan yolunda ulaştığı yüksek derecesinde düşünceleriyle büyük katkıları olan Tebrizli Şemseddin ile Mevlânâ arasındaki ilişki ele alınmıştır. Şems-i Tebrizi gibi vecd dolu bir derviş ile tanışmış ve sonrasında Mevlânâ’nın hayatının seyri değişmiştir. O bu serbest duygulu ve düşünceli dervişe sofiyane bir aşkla bağlanmıştır. Şems-i Tebrizi, Mevlânâ’yı zahiri bilgilerin çerçevelediği ilim ve ibadet dünyasından uzaklaştırmıştır. Ona duygu ve düşünce âlemlerinin geniş ve esrarlı ufuklarına doğru bırakmak kudretini göstermiştir.