TIROZIN KINAZ TEDAVISI SONRASI PROGRESE METASTATIK ŞEFFAF HÜCRE DIŞI RENAL HÜCRELI KARSINOM TEDAVISININDE IMMUNOTERAPI, TIROZINKINAZ, MTOR INHIBITÖR TEDAVILERININ ETKINILIĞININ DEĞERLENDIRILMESI


Bayram E., Kara İ. O., Chalabiyev E.

11. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi , Girne, Kıbrıs (Kktc), 24 - 28 Nisan 2024, cilt.75, sa.75, ss.82-83

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 75
  • Basıldığı Şehir: Girne
  • Basıldığı Ülke: Kıbrıs (Kktc)
  • Sayfa Sayıları: ss.82-83
  • Çukurova Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Şeffaf hücre dışı renal hücreli karsinom agressif seyirli böbrek

tümörü olarak bilinmektedir. İkinci basamak tedavide kılavuzlarca

önerilen standart bir tedavi şeması bulunmamaktadır. Biz bu çalışmada

ikinci basamak tedavide immunoterapi, tirozinkinaz ve mTOR yolak

inhibitörlerinin etkinliğini araştırdık

Gereç-Yöntem: Çalışmamız çok merkezli, retrospektiv çalışma

olup, çalışmaya 22 farklı merkezden metastatik şeffaf hücre dışı renal

hücreli karsinom tanısı ile birinci basamak tirozinkinaz inhibitör tedavisi

sonrası progresyon gösteren ve ikinci basamak tedavide nivolumab,

aksitinib ve everolimus alan 166 hasta dahil edilmiştir.

Bulgular: Hastalar ikinci basamak tedavi şemasına göre üç grup

halinde incelendi (nivolumab [n=49], aksitinib [n=45] ve everolimus

[n=22]). Tüm grupta median takip süresi 47,76 ± 7.5 ay, median

yaş 59 (IQR,48-67) ve hastaların büyük kısmı erkek (78%) idi. Her

üçgrupta hasta dağılımı benzerlik göstermekteydi.

Nivolumab ve aksitinib tedavisi alan hastalarda hem objektif yanıt

oranları (ORR)(42,9%; 37,8% ve 9,1%), hem de hastalık kontrol

oranları (69,4%;77,8%ve54,6%) everolimus alan hastalara göre daha

fazla idi.

Nivolumab ve aksitinib tedavisi alan hastaların everolimus tedavisi

alan hastalara göre istatistiksel anlamlı hem genel sağkalım (OS)

(median OS: 19,3 ve 9,6 ay, Hazard ratio [HR]: 0.43 [0.24-0.78], p

= 0.006, nivolumab ve everolimus; median OS: 20,7 ve 9,6 ay, HR:

0.53 [0.30-0.92], p = 0.026, aksitinib ve everolimus, uygun olarak),

hem de progresyonsuz sağkalım (median PFS: 13,3 ve 4,5 ay, HR:

0.30 [0.16-0.55], p < 0.001, nivolumab ve everolimus, uygun olarak;

median PFS: 7,5 ve 4,5 ay, HR: 0.40 [0.22-0.71], p = 0.002, aksitinib

ve everolimus, uygun olarak) farkının olduğu görüldü. Nivolumab ve

aksitinib tedavisi alan hastalar arasında ise genel sağkalım farkı gösterilemez

iken, istatistiksel anlamlı progresyonsuz sağkalım farkı gösterildi

(median PFS: 13,3 ve 7,5 ay, HR: 0.50 [0.30-0.83], p = 0.007).

Sonuç: Bu grup hastalarda ikinci basamak tedavide immunoterapi

ve aksinib etkiniliğini gösterdik. Ancak, çalışmamızın daha geniş kapsamlı

prospektif çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir