This study was conducted to determine the factors affecting the adaptation process of Syrians who were forced to migrate due to the civil war in their country and then came to Kilis and how the process progressed. A qualitative research method was used in the study and it was designed as a case study. The aim here is to conduct in-depth interviews about the subject belonging to real life and a current situation, and to make descriptions and evaluations based on the results obtained. Kilis was chosen as the study area. This is because Kilis is the city hosting the highest number of Syrians in proportion to its population. The findings were obtained through indepth interviews a using semi-structured interview technique. The data were analyzed using the inductive analysis method. Since Kilis is one of the closest border provinces to Syria, it was among the first choice of many participants as a migration destination. The fact that the city is economically livable compared to other provinces had a positive impact on the adaptation process. In addition, people’s opinion of each other is positive due to previous trade and kinship relations. This is another factor that facilitates the adaptation process. that affects the integration process in a good way. The fact that people here attach importance to religious life and almost everyone belongs to the same religion is another factor that affects the integration process in a good way. Religion plays a very important role in the process of coping with challenging life events for the participants who made many religious references throughout the study. Many participants received support from religion in the process of coping with the difficulties they faced by developing positive religious coping mechanisms. The support received from the beliefs of the participants, who stated that they took refuge in God even when they felt the most helpless, positively affected the adaptation process. The material and moral support of the host group members during the first phase of migration enabled the participants to survive. Both the host culture and Syrians likened this situation to the relationship between Ansar-Muhajir. Viewing the situation from this perspective had a positive impact on the adaptation process of the participants. While almost half of the participants stated that they wanted to stay in Kilis, the other half stated that they would only leave when Syria improves in every sense. The fact that they want to stay here is one of the factors affecting the adaptation process. There is also a significant relationship between the length of stay of the participants in Kilis and their adaptation process. While difficulties in adaptation were observed in the first years of migration, the adaptation process progressed positively as the duration of stay increased. The factors that make the adaptation process difficult are housing, housing and job opportunities, homesickness and mental health. The participants, who stated that they were surviving on aid when they first arrived, later complained about house rents and not being able to find a job. An important issue for the participants negatively affects the adaptation process. In particular, the thoughts of the participants who compare their current situation with the material and spiritual opportunities they had in their previous lives make the adaptation process difficult. The participants’ loss of social and professional status due to the war in Syria seems to have negatively affected their mental health. It was observed that the fact that some participants’ relatives were still in Syria and the possibility of receiving bad news from them was a factor that increased the depression and stress levels of the participants. It is also understood that the mourning process of those who lost their relatives is still ongoing. It has been observed that the participants continue to hold on to life for their children, while the violence they experienced in the war environment continues to exist as unforgettable negative memories. The adaptation process of the participants, who stated that they were unhappy and restless due to these situations, was also negatively affected. The opinions of Syrians about their country are also among the important factors affecting the integration process. Most participants stated that they were unhappy and uneasy about the situation in their country. Both the reasons for the outbreak of the war and the uncertainty of when it will end have a negative impact on the mental health of the participants. Therefore, the fact that many participants long for their homeland, and that they cannot see their homeland due to the war despite being very close to it, are among the factors that negatively affect the adaptation process.
Bu çalışma, ülkelerinde çıkan iç savaş nedeniyle göçe zorlanan ve sonrasında Kilis’e gelen Suriyelilerin uyum süreçlerine etki eden etmenlerin ve sürecin ne yönde ilerlediğini tespit etmek için yapılmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve durum çalışması olarak desenlenmiştir. Buradaki amaç gerçek yaşama ve güncel bir duruma ait olan konu hakkında derinlemesine görüşmeler yaparak, ulaşılan sonuçlar üzerinden betimleme ve değerlendirme yapmaktır. Çalışma sahası olarak Kilis seçilmiştir. Çünkü Kilis, nüfusa oranla en fazla Suriyeliye ev sahipliği yapan şehir konumundadır. Bulgular yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile derinlemesine görüşmeler yapılarak elde edilmiştir. Verilerin analizi ise tümevarım analiz yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Kilis, Suriye’ye en yakın sınır illerinden biri olduğu için göç yeri olarak birçok katılımcının ilk tercihi arasında yer almıştır. Şehrin diğer illere kıyasla ekonomik anlamda yaşanılabilir bir düzeyde olması uyum sürecini olumlu anlamda etkilemiştir. Ayrıca daha önce kurulan ticaret ve akrabalık ilişkilerinden ötürü insanların birbiri hakkındaki düşüncesi pozitif yönde seyretmektedir. Bu da uyum sürecini kolaylaştıran bir diğer etmendir. Yine buradaki insanların dinî hayata önem vermesi ve neredeyse herkesin aynı dine mensup olması uyum sürecini iyi yönde etkileyen bir diğer faktördür. Çalışma boyunca birçok dinî atıflarda bulunan katılımcılar için zorlu yaşam olaylarıyla baş etme sürecinde din çok önemli bir rol üstlenmektedir. Birçok katılımcı olumlu dinî başa çıkma mekanizmaları geliştirerek karşılaştıkları zorluklarla baş etme sürecinde inançlarından destek almıştır. En çaresiz hissettikleri anda bile Tanrı’ya sığındıklarını ifade eden katılımcıların inançlarından aldıkları destek uyum sürecine pozitif yönde etki etmektedir. Ev sahibi grup üyelerinin göçün olduğu ilk zamanlarda maddi ve manevi yardımları katılımcıların ayakta kalmalarını sağlamıştır. Hem ev sahibi kültür hem de Suriyeliler bu durumu Ensar-muhacir ilişkisine benzetmiştir. Yaşanılan duruma bu gözle bakılması katılımcıların uyum sürecine olumlu anlamda etki etmiştir. Katılımcıların neredeyse yarısı Kilis’te kalmak istediğini belirtirken diğer yarısı ancak Suriye her anlamda düzeldiğinde gideceğini belirtmiştir. Burada kalmak istemeleri de uyum sürecini etkileyen unsurlardandır. Ayrıca katılımcıların Kilis’te kalma süresi ile uyum süreçleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Göçün ilk yıllarında uyum konusunda zorluklar gözlemlenirken, kalış süresi arttıkça uyum süreci de olumlu yönde seyretmiştir. Uyum sürecini zorlaştıran etmenler ise barınma ve iş olanakları, vatan özlemi ve ruh sağlığıdır. İlk geldiklerinde yardımlarla ayakta durduklarını ifade eden katılımcılar daha sonraları ev kiralarından ve iş bulamamaktan şikâyet etmişlerdir. Katılımcılar için önem arz eden bu husus uyum sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Bilhassa maddi ve manevi olarak önceki yaşamlarında sahip oldukları imkânlar ile şu anki durumlarını kıyaslayan katılımcıların düşünceleri uyum sürecini zorlaştırmaktadır. Suriye’deki savaş nedeniyle katılımcıların sosyal ve mesleki statü kayıpları, onların ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemiş gözükmektedir.Bazı katılımcıların akrabalarının hâlâ Suriye’de olması ve onlardan kötü bir haber alma ihtimalleri katılımcıların depresyon ve stres düzeyini arttıran bir unsur olarak gözlemlenmiştir. Ayrıca yakınlarını kaybedenlerin yas sürecinin hala devam ettiği anlaşılmıştır. Katılımcıların savaş ortamında karşı karşıya kaldıkları şiddet olayları unutulmayan olumsuz hatıralar olarak varlıklarını sürdürürken, çocukları için hayata tutunmaya devam ettikleri görülmüştür. Bu durumlardan ötürü mutsuz ve huzursuz olduklarını ifade eden katılımcıların uyum süreci de olumsuz anlamda etkilenmektedir. Suriyelilerin ülkeleri hakkındaki düşünceler de uyum sürecini etkileyen önemli faktörler arasındadır. Çoğu katılımcı ülkesinin düştüğü durumdan ötürü mutsuz ve huzursuz olduğunu ifade etmiştir. Gerek savaşın çıkma nedenleri gerekse de ne zaman sonlanacağı belirsizliği katılımcıların ruh sağlığını kötü yönde etkilemektedir. Dolayısıyla da birçok katılımcının vatan özlemi içerisinde olması, çok yakın olmalarına rağmen savaş dolayısıyla vatanlarını görememeleri uyum sürecine negatif yönde etki eden unsurlar arasındadır.