Fatty acid profiles vary across the different commercial marine fish diets by season


EROLDOĞAN O. T., YILMAZ H. A.

International Symposium on Fisheries and Aquatic Science (FABA2016), Antalya, Türkiye, 3 - 05 Kasım 2016, ss.89

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.89
  • Çukurova Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışmada 4 farklı dönemde (sonbahar, kış, ilkbahar ve yaz) 4 farklı firmalardan (A, B, C ve D) sağlanan çipura (Sparus aurata) ve levrek (Dicentrarchus labrax) yemlerinin besinsel kompozisyonları ve yağ asidi profilleri belirlenmiştir. Firmalardan her örnekleme döneminde yaklaşık olarak 50’şer g yem örneği temin edilmiştir. Protein içeriği açısından en düşük miktar Mayıs döneminde alınan yemlerde gözlemlenmiştir. Ocak, Temmuz ve kasım aylarında alınan örneklerin daha yüksek oranda protein içerdikleri saptanmıştır. Tüm örnekleme zamanlarında doymamış yağ asidi (SFA) miktarı B, C ve D firmalarının ürettikleri yemlerde önemli ölçüde daha düşük saptanmıştır. En yüksek tekli doymamış yağ asidi (MUFA) miktarı D firmasının yemlerinde tespit edilmiştir. Ek olarak, kış, yaz ve sonbahar örneklemelerinde n-6 çoklu doymamış yağ asitleri (n-6 PUFA) C firmasının ürettiği yemlerde önemli ölçüde yüksek bulunmuştur. n-3 çoklu doymamış yağ asitleri (n-3 PUFA) kış, ilkbahar ve kış aylarında yapılan örneklemelerde en yüksek A firmasının yemlerinde bulunmuştur. Ayrıca, 20:5n-3 (ekozapentanoik asit; EPA) miktarları yaz ayı örneklemesi haricinde diğer örneklemelerde A firmasının yemlerinde daha yüksek oranda saptanmıştır. Ayrıca, 22:6n-3 (dekozahekzanoik asit; DHA) miktarları kış ve ilkbahar ayında alınan yem örneklerinde A firmasında yüksek bulunurken, yaz ve sonbahar örneklemesinde B firmasının yemlerinde önemli ölçüde bulunmuştur.

            Sonuç olarak, projemiz kapsamında balık yemi üreten firmalardan sağlanan yemlerin analizleri sonucunda firmaların balık yağı ile ürettiklerini söyledikleri yemlerin aslında sadece balık yağı içermediği tespit edilmiştir. Özellikle D firmasının yemlerinde oleik asitçe zengin bitkisel yağlar kullanıldığı ve C firmasının yemlerinde de LA zengin bitkisel yağ kaynaklarının olduğu saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar çerçevesinde levrek ve çipura balık yemlerinde bir standardizasyon getirilmesi gerekmektedir. Çünkü, balık yemlerine dahil edilen bitkisel yağlar balıkların vücutlarındaki yağ asidi profillerini değiştirir ve duyusal özelliklerini etkileyebilir. Bu sebeplerden dolayı firmaların üretimlerinin daha sık denetlenmesi ve ürettikleri yemlerde ne kadar bitkisel yağ kullandıkları açıkça yazılmalıdır. 

Objective: Over the last decade the fish industry has developed aquafeeds containing substantial amounts of terrestrial-derived oils and meals which could directly drive a reduction in n-3 LC-PUFA and increase in n-6 PUFA levels in edible part of the fish. Thus, the objective of the study was to conduct analysis of the fatty acids profiles and proximate composition in industrially compounded growth-out feeds for commercially important marine fish (sea bass, Dicentrachus labrax and gilthead sea bream, Sparus aurata) in Mediterranean aquaculture.

 

Methods: The feeds for both species separately were collected from 4 different farms using diets belonging to the different feed plant (A, B, C and D) for different seasons (fall, winter, spring and summer). Each season ~15 g feed was sampled in sealable plastic vials and stored -4ºC until the analysis.

 

Results and Discussion: The fatty acid composition of the feeds sampled is largely dictated by the fatty acid composition of ingredients in the formulation. Amount of the saturated fatty acid (SFA) in all sampling time were found significantly higher in the B, C and D feed produced by the companies. Monounsaturated fatty acids (MUFA) amount, especially oleic acid (18:1n-9; OA), has been found at the highest level in the D company feed at all sampling periods. Furthermore, in winter, summer and fall sampling time n-6 polyunsaturated fatty acids (n-6 PUFA) in the feed produced by company C were significantly higher. In particularly, high level of linoleic acid (18:2n-6; LA) was found C company feed in summer and fall sampling time.

One of the other major fatty acids, n-3 polyunsaturated fatty acids (n-3 PUFA) high amount was found the highest in feed company feed’s in winter and fall sampling time. Also, the amount of EPA (eicosapentaenoic acid, 20:5n-3), except summer sampling time, was found at higher in feed company. In addition, DHA (docosahexaenoic acid, 22: 6n-3) amounts was found high levels in winter and spring when it was found higher in B feed company in feed sampling in summer and fall. As a result, the scope of the project fish feed provide by feed companies the results of the analyses of the feed actually has been not found to only fish oil. This changes the FA profile of aquafeeds. The major sources of replacement for fish oil in fish diets include canola/rapeseed, soybean, sunflower, palm, and poultry by-product oils (Tocher, 2003, Torstensen et al., 2004). These terrestrial-derived oils result in high concentrations of OA and linoleic acid (18:2n-6), reducing the concentration of n-3 LC-PUFA. Especially, we found that company of D feed contains rich OA vegetable oils and company of C feed contains rich LA vegetable oils.

The results obtained in the framework still needs to be a standardization of sea bass and sea bream feed. Inclusion of vegetable oils in fish diets also modifies body fatty acid profiles and may significantly affect fish flesh quality and sensory characteristics. For these reasons, production company should be inspected more frequently and it should be written clearly how they use vegetable oils in the feed they produce.