7. Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 7 - 08 Aralık 2024, ss.31, (Özet Bildiri)
Bu çalışmada video denemelerin ilişkisel düşünme olanakları tartışılmıştır. Filmsel imgeyi temsil (representational) düzleminin ötesinde düşünmek, Deleuze’ün sinemayı ele alış biçimine paralel bir eyleme işaret eder. Deleuze, filmsel imgenin neyi temsil ettiğiyle ilgilenmektense, sinemanın ürettiği hareket ve zaman bloklarının felsefi analizine odaklanmıştır. Bugün film üzerine videografik bir düşünme pratiğinin Deleuze’ün çabasının bir uzantısı olduğu söylenebilir. Video denemeler elbette filmsel imgenin neyi temsil ettiği üzerine odaklanabilir. Ancak videografik bir metodoloji, potansiyel olarak temsil paradigmasından uzaklaşarak, filmsel malzemenin doğrudan kendisine yönelik bir sorgulama ve düşünme pratiğine işaret eder. Bu şekilde, düşünen özne, filmin imgeleriyle etkileşime geçebilir ve onlarla yeni ilişkiler geliştirme fırsatına sahip olabilir. Buradan hareketle, mevcut tartışmada video denemeler “ilişki-imge” kavramı ile ele alınacaktır. Bu kavram insan-sonrası (post-human) bir epistemoloji üzerine tartışan düşünür Braidotti’nin “ilişkisellik”, Deleuze’ün ise “imge” kavramlarının birleşiminden oluşturulmuştur. Rosi Braidotti insan sonrası bir akademinin epistemolojik temelini ilişkisellik üzerinden açıklamaktadır. Benzer şekilde, Deleuze’ün problem mefhumunu Todd May, bir ilişkisel düşünme ve yaratım alanı olarak değerlendirir. John Rajhman ise Deleuzecü anlamda düşünmenin özünde deney yapmak olduğunu öne sürer. Dolayısıyla düşünce, bir yargıya ulaşma veya bir şeyi açıklama olarak tanımlandığında kısıtlanır. Aslında sinemanın düşünme biçimi de özünde bu sınırları aşar. Çünkü sinematik imgenin düşünsel potansiyeli her zaman temsil düzleminden taşar. Temsil sınırlayıcı ve katıdır. İmge ise plastiktir. Buna rağmen akademinin ve eleştirinin genel eğilimi sıklıkla filmsel imgelerin neyi temsil ettiği üzerine spekülatif bir yorumlama pratiğine doğru yoğunlaşır. Oysa filmin imgelerini ve imgeler arasındaki ilişkiyi sinemanın kendi hareket ve zaman bloklarını kullanarak düşünebilen bir form olan video denemeler, son on yılda film araştırmalarında yeni bir tartışma alanı yaratmaktadır. Bu çalışmada “ilişki-imge” kavramı iki ya da daha fazla imgenin birbiriyle ilişkisine odaklanmak üzere yaratılmış yeni bileşik imgeleri tanımlamak için kullanılmıştır. Kavram, bu çalışma için üretilmiş olan video deneme üzerinden tartışılacaktır. Çalışmanın teorik bölümünde ilişkisellik ve videografik bir düşünme formunun epistemolojisi ele alınacak, yöntem kısmında ise filmlerden deneysel olarak oluşturulmuş olan ilişki-imgeler görsel olarak sunulacaktır.
Anahtar kelimeler: Video deneme, ilişkisellik, temsil-dışı düşünce, ilişki-imge, videografik düşünce.