Gender (Re)Construction and Destabilization of Patriarchy in Joanna Russ' The Female Man


Creative Commons License

Kara M.

idil, cilt.6, ss.2447-2456, 2017 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 6
  • Basım Tarihi: 2017
  • Dergi Adı: idil
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Central & Eastern European Academic Source (CEEAS), MLA - Modern Language Association Database, ERIHPlus
  • Sayfa Sayıları: ss.2447-2456
  • Çukurova Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Joanna Russ’un The Female Man (Dişi Adam) adlı romanı cinsiyet ile toplumsal cinsiyetin birbirinden ayrılması gerekliliği, kadınların toplumlardaki durumu, cinsiyet yapılandırması, kadın ve erkeklere empoze edilen ataerkil değerler, toplumsal cinsiyet kategorilerinin geçişkenliği, performatif toplumsal cinsiyet kuramı gibi birçok sosyolojik meseleyi içinde barındırmaktadır. Bu tartışmalı meseleler oldukça farklı ve etkili bir biçimde ele alınmıştır zira Russ romanında Freud’un tekinsizlik ve Todorov’un fantastik teorilerinden faydalanmıştır. Bu teorileri romanına katan Russ, okuyucularına alternatif dünya ve yaşamların mevcut olduğunu göstermek amacını gütmüştür. Bunlara ek olarak Russ, Butler’ın performatif toplumsal cinsiyet kuramından da oldukça fazla faydalanmış ve cinsiyet ile toplumsal cinsiyet arasındaki ayrımın yapılması gerekliliği üzerinde durmuştur. Russ bunu yaparak toplumsal cinsiyet kategorilerinin ne kadar güvenilmez olduğunun yanı sıra kadın olgusunun her zaman değişime açık ve tamamen toplumların yapı ve kültürlerine göre şekillenen sosyal bir yapılandırma olduğunu, dişi sınıflandırmasının ise biyolojik ve fizyolojik bir durum olduğunu ve günümüzde ancak bir dizi cerrahi operasyonla değişebileceğini açık bir şekilde vurgulamaktadır.

Joanna Russ’ The Female Man incorporates a wide range of sociological issues such as the necessity of differentiating between sex and gender, women’s position within societies, gender construction, patriarchal impositions on women and men, the transitivity of gender categories, performativity in gender, and so on. These problematic cases, however, are considered in a different and effective way since they are blended with Freud’s and Todorov’s ideas of the uncanny and the fantastic. Through the employment of these theories, Russ endeavours to present alternative lives to her readers. Moreover, she also benefits from Butler’s theory of performativity of gender in order to underscore the necessity of differentiating between gender and sex; by doing so, she explicitly highlights how slippery gender categories are and how important it is to understand that woman is a social construction, which is and has always been open to any type of change depending on the conditions of societies in terms of their structures and cultures, whereas female is a biological and physiological entity which is not possible to be changed except for a series of surgeries nowadays.