Karahan Kitabevi, Adana, 2011
Osmanlı şairlerinden bir kısmı, şairliklerini, benimsedikleri dünya görüşleriyle toplumu inşa etmeye katkı sağlayacak edebi eserler yazmada göstermişlerdir. Bu anlayışla yazılan eserler, genel olarak, "Dini ve Tasavvufi Eserler" olarak bilinir. İçlerinde "nasihat ağırlıklı olanlarına ise Nasihatname" olarak hususi bir ad takılmıştır.
Bu tür eserler, ağırlıklı olarak dini ve ahlaki nasihat/vasiyet ve telkinler içermekle birlikte siyasi ve sosyal birtakım öğütler de vererek okuyucusunu bu dünya ve öteki dünyaya hazırlamak için yazılan kitaplardır.
Öğüt kitaplarının bir halkası olan Ankaralı Hekim Şaban Nidai'nin Genc-i Esrar-ı Ma'ni (Mana Sırlarının Hazinesi) adlı eseri okunduğunda, türün seçkin örneklerinden biri olduğu fark edeilecektir.
Genc-i Esrar-ı Ma'ni, bütünüyle dini referanslardan yararlanarak varlığın ve yokluğun; hayatın ve ölümün nasıl anlaşılabileceğini ve bu anlayışa uygun olarak nasıl yaşanabileceğini göstermek amacıyla yazılmıştır.
Bu açıdan eser, Osmanlı'daki müslüman halkın, bilhassa tasavvufi dünya görüşünü benimseyenlerin, dini nasıl yorumladığını gösteren örneklerdendir.