Karahan Kitabevi Yayınları, Adana, 2019
İnsanların toplum yaşamında başvurdukları bir örgütlenme biçimi ve siyasal bir organizasyon olan devletin temel amacı ulusal sınırlar içerisinde yaşayan insanların ortak nitelikteki gereksinimlerini karşılamaktır. (Nadaroğlu,1994:3, Tanilli,1993:9). Tüm toplumlarda, en kapsayıcı ve yetkili örgüt olan devlet, yetkisi dâhilindeki çok çeşitli araç ve mekanizmalarla, toplumun tüm alanları üzerinde etkili olur. Devletinin siyasal karar alma ve bunun somutlaşmış görüntüsü olan kanun, kararname vb. yapma ve yürürlüğe koyma yetkisi vardır. Bu tür kararlar, emredici, yasaklayıcı ve düzenleyici yönleriyle ekonomide gelir ve kaynak dağılımını ciddi olarak etkiler. Toplumun ve toplumu oluşturan bireylerin ayrı ayrı ya da bir kaçının bir araya gelmesiyle sağlayamayacakları gereksinim ve isteklerin gerçekleştirilmesi amacıyla devletin sağlamak durumunda bulunduğu gereksinimlere “kamusal gereksinimler” denilmektedir. Devlet adı verilen örgütün almış olduğu siyasal kararları uygulayan ve böylece topluma hizmet sunan yanını “kamu sektörü” oluşturmaktadır. Kamu sektörü, hizmetlerin topluma ücretsiz veya çok küçük bedellerle sunulduğu ve maliyetin vergi ya da vergi benzeri gelir kaynaklarıyla karşılandığı alandır (Önder,Oktar,Ekinci Vd.,1993:11; Akdoğan,1996: 2).
Çağdaş devlet, geleneksel görevleri yanında, piyasanın başarısız olduğu hallerde çözümler üretme, haksız rekabeti önleme, eğitim, sağlık, kültür, adalet, savunma, çevre gibi pek çok alanda toplum adına görevler üstlenmiştir. Devletin ekonomiye müdahalesinin gerekçeleri değişik şekillerde ele alınabilir. Devletin ekonomiye müdahalesinin gerekçeleri genellikle piyasa başarısızlıkları çerçevesinde ele alınmaktadır. Piyasa başarısızlıklarını ortaya çıkaran nedenler ise;
Bu çalışmanın ana çerçevesini dışsal ekonomiler oluşturmaktadır. Dışsal ekonomiler, mal ve hizmetlerin sosyal optimuma göre daha az veya daha fazla arzına neden olan özel bir piyasa başarısızlığıdır. Dışsal ekonomiler bir ekonomik birimin diğer ekonomik birim veya birimler üzerinde dolaylı olarak ortaya çıkardığı olumlu ve olumsuz etkileri ifade etmektedir. Eğer ortaya çıkan etki diğer firma veya kişinin fayda fonksiyonunu olumlu olarak etkiliyorsa pozitif dışsal ekonomiler, olumsuz yönde etkiliyorsa negatif dışsal ekonomiler söz konusudur. Dışsal ekonomiler kaynak dağılımını olumsuz yönde etkileyecektir. Negatif dışsal ekonominin hâkim olduğu bir endüstride üretim miktarı en uygun düzeyin üstünde olacaktır. Çünkü firmalar faaliyetlerinden doğan maliyetlerin tümünü karşılamamaktadır. Pozitif dışsal ekonominin varlığı durumunda ise en uygun miktarın altında bir üretim ortaya çıkacaktır. Bu nedenlerden dolayı dışsallıkların varlığı durumunda bu tür etkilerin piyasa fiyatlarına yansımaması sonucu tam rekabet koşullarında Pareto optimumu sağlanmamaktadır. Çalışmamızın konusu olan dışsallıkların analiz edilebilmesi, öncelikle kamu kesimi fonksiyonlarından özellikle kaynak dağılımı fonksiyonunun incelenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle çalışmamızda kamu kesimi fonksiyonları ve takiben Pareto optimumu-etkinlik koşulları incelenecek ve dışsallıklar teorisi bu bilgiler ışığında analiz edilecektir.