ORAL KONTRASEPTIFLER VE KLINIK KULLANIMLARI


Abay M., Aydınoğlu F.

Sağlık Bilimleri Alanında Temel Araştırmalar II, Prof.Dr. Hasan AKGÜL,Prof.Dr. Engin ŞAHNA,Prof.Dr. Zeliha SELAMOĞLU, Editör, Gece Kitaplığı, Ankara, ss.78-104, 2024

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2024
  • Yayınevi: Gece Kitaplığı
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.78-104
  • Editörler: Prof.Dr. Hasan AKGÜL,Prof.Dr. Engin ŞAHNA,Prof.Dr. Zeliha SELAMOĞLU, Editör
  • Çukurova Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Oral Kontraseptifler Oral kontraseptifler, doğum kontrol yöntemleri arasında fertilitenin kontrol altında tutulmasında en etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Piyasaya ilk olarak menstürel siklusun düzenlenmesi için çıkarılmıştır (1). Bu amaçla, mestranol ve noretinodrel içeren ilaç ilk olarak 1957 yılında FDA tarafından onaylanmıştır. Ardından, 1960 yılında FDA tarafından doğum kontrolü için onay almıştır. Bu ilacın etkinliğinin yüksek olması yanı sıra, mide bulantısı, baş dönmesi, karın ağrısı gibi yan tesirleri nedeniyle mestranol ve noretinodrelin dozları azaltılmıştır. Bu ilacı kullananlarda tromboembolizm vakaları ve tromboz nedeniyle ölüm rapor edilmiştir (2). Oral kontraseptifler kontrasepsiyonun en etkili yöntemlerinden biri olmakla birlikte, kısa ve uzun dönem kontrasepsiyon dışında etkileri bildirilmiştir. Ani kanama ve amenore gibi menstrual siklus düzensizliklerini kontrol etmekte ve disfonksiyonel uterus kanamasının tedavisinde etkilidirler (1). Oral kontraseptif kullananların bıraktıktan sonraki yıllarda yumurtalık kanser riskinde %80 ve endometriyal kanser riskinde %40-50 oranında azalma ile ilişkisi olduğu ve selim yumurtalık kistlerini ise neredeyse tamamen ortadan kaldırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca, uzun süreli oral kontraseptif kullanımının, iyi huylu meme hastalığı ve kolorektal kansere karşı koruma sağladığı, romatoid artritin önlenmesine yardımcı olabileceği, ektopik hamileliği ve pelvik inflamatuar hastalık nedeniyle hastaneye yatışları azalttığı ve kırık riskini azaltmak için kemik mineral yoğunluğunun korunmasına yardımcı olabileceği tespit edilmiştir (1)