Bir Muhaddisten Muʻtezile Manifestosu: Ebû Saʻd es-Semmân’ın Vasiyeti


SADIKER Ö.

Kader, cilt.20, sa.1, ss.23-42, 2022 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 20 Sayı: 1
  • Basım Tarihi: 2022
  • Doi Numarası: 10.18317/kaderdergi.1010378
  • Dergi Adı: Kader
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Academic Search Premier, ATLA Religion Database, Directory of Open Access Journals, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.23-42
  • Çukurova Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Kaynaklarda Ebû Saʻd es-Semmân şeklinde anılan İsmail b. Ali, 370/981-983 yılları arasında İran’ın Rey şehrinde doğmuş, ömrünün büyük bölümünü başta hadis olmak üzere ilmi seyahatlere ayırmış ve hayatının sonlarına doğru tekrar memleketine dönerek 1053 yıllarında Rey şehrinde vefat etmiştir. İsmail b. Ali yağ ticareti yapan bir aileden gelmesi itibariyle yağcı anlamında Semmân lakabıyla meşhur olmuştur. Vasiyetinde bıraktığı menkul-gayrimenkullere bakılırsa variyetli bir çevrede yetiştiği aşikârdır. Muʻtezilenin on ikinci tabakasında gösterilen Semmân, kelâm ilminde Ebû Hâşim el-Cübbâî (ö. 321/933) ve Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin (ö. 436/1044) görüşlerini benimsemiş, döneminde Muʻtezile’nin önderi olarak görülmüştür. Hadiste Ebû Tâhir el-Muhallis (ö. 393/1004), İbn Ebû Nasr et-Temîmî ve Abkasî’den (ö. 405/1014-15) eğitim almıştır. Hanefî fıkhı ve âlimlerine, Hanefilik-Şafiîlik arasındaki görüş ayrılıklarına hâkim olan Semmân, Zeydiyye fıkhında da söz sahibi biridir. Bunların yanı sıra kıraat, hadis ricâli, ensâb, ferâiz ve aritmetik konularında kendini yetiştirmiştir. Çok sayıda kitap yazdığı dile getirilen Semmân’ın Hz. Ali ve ilk üç halife arasında muhabbet ve saygı olduğunu ortaya koymak amacıyla kaleme aldığı Kitâbü’l-Muvâfaka beyne ehli’l-beyt ve’s-sahâbe vemâ ravâhü küllü ferîkın fî hakkı’l-âhar adlı kitabının dışındaki eserlerinin henüz günümüze ulaştığı tespit edilememiştir. Bu yüzden kelâmî ve fıkhî görüşlerine detaylı bir şekilde hâkim olma imkânımız söz konusu değildir. Fakat İbnü’l-Adîm’in (ö. 660/1262) Buġyetü’t-taleb fî târîhi Haleb adlı eserinde aktarılan vasiyeti bize bu konularda fikir vermektedir. Vefatından yaklaşık 2 sene önce verdiği vasiyetinde Semmân, kelâmî-fıkhî temayülünün Muʻtezile-Zeydiyye özelinde Ehlü’l-adl ve’t-tevhîd üzere olduğunu ifade etmekte, vasiyetini Muʻtezilî paradigma üzerine kurgulamaktadır. Bu minvalde Semmân’a göre Allâh tektir ve kadimdir. O’nun kudret, ilim, hayat, işitme, görme, ġınâ sıfatları zât ile kaimdir. Allâh cisimlere ve arazlara benzemez. Allâh’ın bütün fiileri iyidir ondan kötü ve çirkin fiiller sadır olmaz. Allâh günahı dilemez, işlenmesinden hoşnut olmaz ve rıza göstermez. O, kullarını güç yetiremeyecekleri şeylerle sınamaz. Kullarına zulmetmez ve günahsız hiçbir kimseye azap etmez. İyilik yapanlara ödül (vaʻd) kötülük yapanlara da ceza (vaîd) vereceğine dair sözüne sadıktır. Tercihli fiillerinin yaratıcısı kulun kendisidir. Kıyamet ve ahirete dair haller haktır. Dirilerin ölmüşler adına ardından yaptıkları hac, umre, sadaka, Kur’ân okuma ve kabir ziyaretleri fayda verir. Günahların affı tevbe, pişmanlık ve bir daha işlememeye azmetmek iledir. Semmân, iʻtizâlî fikirleri sebebiyle eleştiriye maruz kalmış fakat güvenilirliği, gayreti ilmiyyesi ve kabiliyeti muhalifleri tarafından dahi dile getirilmiştir. Hayatındaki mücadeleci yapısı vasiyetine yansımış, itikādî-amelî düşüncesini bir manifesto edasında dile getirmekten geri kalmamıştır. Bu çalışma muhaddis bir âlimin iʻtizâlî fikirlerini tespit etmeyi ve vasiyetinde iʻtizâlî düşüncesini vurgulamasının muhtemel nedenlerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışmada şahıs üzerine derinleşme yöntemi kullanılmış; şahsın ilmi şahsiyeti, eserleri, kullandığı kavramlar ve görüşleri, içinde yetiştiği dinî, ilmî, sosyo-kültürel şartlar müvacehesinde değerlendirilmiştir.
Isma‘īl b. ‘Ali, who is referred to as Abū Sa‘d as-Sammān, was born in Ray, Iran, between 981 and 983 and he devoted most of his life to educational travels, especially for hadith and he returned to his city of birth towards the end of his life and died there in 1053. Isma‘īl b. ‘Ali is well-known with the name of as- Sammān, meaning butter trader, because of he was grew up in a family of butter traders. The movables and real estates in his inheretence show that he belongs to a wealthy family. As-Sammān, who seems to be in the twelfth generation of Muʻtazilite tradition, approve the thoughts of Abū Hāshim al-Jubbā’ī (ö. 321/933) and Abu'l-Ḥusayn al-Baṣrī (ö. 436/1044) and he was accepted as the leader of the Muʻtazila in his own period. He had education from scholars such as Abū Tāhir al-Muḫallis, Ibn Abū Nasr at-Tamīmī and Abkasī (ö. 405/1014-15) in the discipline of hadith. As-Sammān, was an authoritative figure both in the fiqh of Hanafi and disagreements between thoughts of Hanafism and Shafi'ism as well as in the fiqh of Zaydism. In addition, he educated himself in the topic of Qur’anic recitation, scholars of narrators, genealogy, law of inheritence and arithmetic. Among the works of as-Sammān, who are stated as many, only one record seem to be extant until today: “Kitāb al-Muvāfaqa bayn ahl al-bayt wa's-sahāba wa mā ravāhu kullu farīqin fī haqq al-āḫar”, which was written to point out the fondness and respect between the first three caliphs and ‘Ali. Thus, it is not possible for us to have a detailed knowledge about his thoughts in kalam and fiqh. However, Ibn al-‘Adīm (ö. 660/1262) gives us some ideas about thoughts of al-Sammān through his will narrates in his “Bughyat aṭ-Ṭalab fī tārīḫi Ḥalab”. As-Sammān states that his thoughts of kalam and fiqh are formed on the school of Ahl al-‘adl wa't-tawḥīd, in particular parallel with Muʻtazila-Zaydiyya and he designed his will, which he gave about two years before his death, according to the Muʻtazilite theological paradigm. In this context, according to as-Sammān, Allah is one and eternal. Attributes of Allah such as Power, Knowledge, Life, Hearing, Sight and Wealth are by virtue of His essence. Allah does not resemble anything, nor a body or an accident. All actions of Allah are good, and He never do evil. Allah does not wish for a sin nor have any consent to sin. Allah does not test people with what they cannot afford. Allah does not oppress people nor punish anyone with no justice. Allah is faithful to his promise that he will reward people who are good and will punish people who do evil. Voluntarily actions are created by people themselves. Revelation regarding the doomsday and the hereafter are true. Also, worships performed by the living on behalf of the dead such as hajj, ‘umrah, charity, reciting the the Qur'an and visiting the graves of them are useful for the dead. Repentance which is the forgiveness of sins is the decisiveness of not to commit it again with regret. As-Sammān has been criticized because of his Muʻtazilite thoughts, but his credibility, his intellectual effort and his abilities have been appreciated even by his opponents. The combative and dynamic nature of his life was reflected in his will are analysed in this work and it is concluded that he expressed his thoughts on belief and deeds in his will as a true Mu‘tazilite manifesto.