9.ULUSLARARASI EĞİTİM YÖNETİMİ FORUMU, Antalya, Türkiye, 1 - 04 Kasım 2018, ss.37-45
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de yaşayan Suriyeli çocukların eğitiminde; sınıfta, okulda, okul dışında ve okul - aile ilişkilerinde karşılaşılan sorunları, pratikten alınan örnekler literatürle karşılaştırıp fiili durumu ortaya koymak ve bu sorunlara muhtemel çözüm önerileri sunmaktır.
Türkiye’de yaşayan Suriyeli çocukların eğitiminde en önemli sorunların başında Türkçe dil bilgisi ve vatandaşlık bilincinin geldiği söylenebilir. Türkçe dilindeki yetersizlikten dolayı sorunlar okullarda kayıt sırasında başlamaktadır. Geçici eğitim merkezlerinin (GEM) kapatılmasının ardından bazı öğrencilerin ara sınıflardan başlatılmasının sonucu olarak sınıflarda farklı eğitim seviyelerinin oluşması, eğitimcilerin sorunlarını daha da arttırmaktadır.
Göçmen çocukların ebeveynlerinin dil ve kültür farklılığı çocukların eğitimde geri kalmalarında ve Türk öğrencilerle uyum sorunu yaşamalarında temel nedenlerdendir. Bu farklılıklar ebeveynlerin öğretmenlerle işbirliğinin düşük olmasına neden olmaktadır. İletişimin sağlanamamasından ötürü göçmen aileler eğitim hususunda çocuklarına gerekli desteği verememektedir. Aile desteğinin olmaması, diplomasız okulu terk etme sorununa çözüm bulmayı zorlaştırmaktadır.
Ünlü dilbilimci Bloomfield, dilin kolay öğrenilebilmesi için öğrenmenin önce dinleyerek başlaması gerektiğini, konuşma, okuma ve yazmanın daha sonra geleceğini söylemiştir. Bloomfield’e göre göçmen çocuklarına verilecek dil eğitiminde işitsel, sözel (dinle-konuş) metodundan faydalanarak öğrenme sürecini hızlandırmak olasıdır. Bu yöntem kelime kartları ve görsellerle de desteklenebilecektir. Ayrıca Türk- Suriyeli göçmen çocuklarının etkileşimini güçlendirmek için öğrenci eşleştirme programları yapılmalıdır.
Beşeri sorunların çözümlenmesi ancak önyargının kalkması ve empati oluşturmakla mümkün olabileceğinden, eğitimcileri kültürlerarası iletişim alanında donanımlı kılarak, okullarda sığınmacı çocuklara nasıl davranılması gerektiği konusu ile öğrenciler arasındaki etkileşim ve ebeveynlerle gerçekleştirilen etkileşimin sağlıklı olması güvence altına alınmalıdır. Ayrıca göçmen ebeveynler eğitim merkezlerine teşvik edilmelidir. Suriyeli çocukların topluma üretken bir vatandaş olarak kazandırılması eğitimdeki sorunların ivedi olarak çözümlenmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
The aim of this study is to propose solutions concerning the question of educating Syrian children in a intermural and/or an extramural context. Some of the most important issues concerning their education is rooted in inappropriate language skills and participation in the Turkish society. After the so called Temporary Education Centre (TEC) had been closed, the occurrence of various levels in
2 Doç. Dr., 37
education as a result of placing these students in the intermediate classes has increased the amount of problems educators face. Their parents’ different sociocultural background causes a low interest in their children’s education and therefore a good communication with their teachers. This situation leads to a relatively large number of drop-outs among Syrian children and the lack of family support even complicates the solution process.
Bloomfield, a prominent linguist: “In order to learn languages easily, learning should start with listening; speaking, reading and writing come later in.”
The solution of a lack of participation and communication lies in the elimination of prejudices on both sides and the development of empathy. Teachers and educators need to be professionalised in intercultural communication skills. Awareness of teachers concerning their behaviour towards and their interaction with migrant pupils needs to be improved and an appropriate communication with the pupils’ parents has to be secured. Migrant parents should be encouraged to frequent education centres. The necessity that some immediate precautions have to be taken in order to make Syrian children – as well as their families - participating and productive citizens has arisen.