Comparison of Citrus Orchards with Good and Conventional Agricultural Practices in terms of Mineral Nutrition in Çukurova Conditions


Creative Commons License

bozgeyik s., Peşmen F.

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tarım ve Doğa Dergisi, vol.26, no.5, pp.1156-1164, 2023 (ESCI) identifier

Abstract

Reducing environmental pollution caused by the intensive and unconscious use of fertilizers, ensuring sustainability and its impact on people are among the current issues. In recent years, good agricultural practices aimed balanced nutrition programs and were an alternative to conventional agriculture have become prominent to reduce environmental pollution caused by the intensive and unconscious use of fertilizers, to prevent decreases in yield and quality, and to ensure production economically. This study was carried out to reveal and compare the nutritional status of citrus (orange, lemon, and mandarin) orchards in Çukurova region where conventional and good agricultural practices are applied. For this purpose, leaf samples were taken from 80 different citrus orchards in Karataş district of Adana where good agricultural practices (GAP) and conventional agricultural practices (CFP) were carried out, nutrient analysis was carried out and mineral nutrition status was determined comparatively. In general, it was seen that trees were largely insufficient in terms of K, but there was no significant nutritional problem in terms of N, P, Ca, and Mg. In addition, element concentrations in leaf samples were partially higher in the areas where GAP was applied. According to the critical concentration limit values, Fe and Cu concentrations in leaf samples taken from study areas were at a sufficient level and above 100% whereas Zn concentration was 85% in both applications and Mn concentrations were lower than the critical concentration limit values by 20% in orchards with GAP and 25% in orchards with CFP. As a result, it was understood that fertilization habits of the farmers did not change in areas where GAP was applied, nutrient needs of plants should be determined based on soil and plant analyzes and applications should be made accordingly, and sustainability of practices that encourage this is important.
Yoğun ve bilinçsiz gübre kullanımından kaynaklanan çevre kirliliğinin azaltılması, verim ve kalitede yaşanan düşüşleri önlemek ve üretimin ekonomik olarak sağlanması için, son yıllarda dengeli gübreleme/beslenme programlarını amaçlayan ve konvansiyonel tarıma alternatif olan iyi tarım uygulamaları öne çıkmaktadır. Bu amaçla, önemli turunçgil üretim alanlarından biri olan Adana’nın Karataş ilçesinde iyi tarım uygulamaları (İTU) ve konvansiyonel tarım uygulamalarının (KTU) yapıldığı 80 farklı turunçgil (portakal, limon ve mandarin) bahçesinden yaprak örnekleri alınmış, besin elementi analizleri gerçekleştirilerek mineral beslenme durumları karşılaştırmalı olarak belirlenmiştir. Sonuçlar genel olarak değerlendirildiğinde ağaçların K bakımından büyük oranda yetersiz olduğu buna karşılık N,P, Ca ve Mg açısından önemli bir beslenme probleminin olmadığı görülmüştür. Ayrıca, yaprak örneklerindeki element konsantrasyonlarının KTU yapılan alanlarda kısmen daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Çalışmaya konu olan alanlardan alınan yaprak örneklerindeki Fe ve Cu konsantrasyonlarının kritik konsantrasyon sınır değerlerine göre %100’ünün yeterli düzeyde ve üzerinde olduğu buna karşılık Zn konsantrasyonunun iki uygulamada da %85 oranında ve Mn konsantrasyonunun İTU yapılan bahçelerde %20, KTU yapılan bahçelerde %25 oranında kritik konsantrasyon sınır değerlerinden düşük olduğu tespit edilmiştir. Yaprak örneklerindeki ortalama mikro besin elementi sonuçları değerlendirildiğinde Fe, Zn, Cu ve Mn değerlerinin her iki uygulama bahçelerinde birbirine yakın olduğu ve uygulamalar arasında anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir. Sonuç olarak, İTU yapılan alanlarda çiftçilerin gübreleme alışkanlıklarının değişmediği, bitkinin besin ihtiyacının toprak ve bitki analizlerine dayalı olarak belirlenerek uygulamaların buna göre yapılması gerektiği ve bunu teşvik eden uygulamaların sürdürülülebilirliğinin önemli olduğu anlaşılmıştır.