İsam Yayınları, Ankara, 2015
Memlükler tarihteki en büyük Müslüman-Türk devletlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde yaşamış tarihçilerin “Türk Devleti” olarak isimlendirdikleri Memlükler’i büyük devlet yapan unsurlar Moğollar’la Haçlılar’a karşı iz bırakan başarılara imza atmaları ve yaklaşık iki buçuk asır boyunca Mısır, Şam ve Hicaz gibi İslâm dünyasının en önemli bölgelerini hâkimiyetleri altında tutmalarıdır. Hanedan usulünün yerleşemeyişi ve Moğollar’ı dize getiren memlük sistemine göre kurulmuş güçlü süvari birlikleri bu devletin belirgin özellikleri olarak öne çıkar.
Memlükler’in kurdukları teşkilat ve müesseseler bulundukları coğrafyada daha sonraki süreçte de ana hatlarıyla varlığını sürdürmüş, hatta bazı müesseseleriyle Osmanlı Devleti’ni de etkilemiştir. Özellikle ilmiye alanındaki kurumlar Osmanlı Devleti’nin ilk dönem uleması (âlimleri) üzerinde önemli tesirler yapmış, ilk Osmanlı müderrisleri Mısır’da eğitim görmüştür. Yine İslâm dünyasının manevî lideri olarak kabul edilen halifenin Mısır’da bulunması Memlükler’i daha önemli bir konuma yükseltmiş, bu sebeple Osmanlılar İstanbul’un fethine kadarki süreçte Memlükler’i bir anlamda “üst otorite” olarak görmüşlerdir. Diplomatik yazışmalarda buna dair izleri görmek mümkündür. Şunu da ilâve etmek gerekir ki, İstanbul’un Fethi gibi Osmanlı ve Türk tarihi için büyük öneme sahip hadisenin tam tarihinin tespitinde de muasır Memlük tarihçilerinin rivayetleri etkili olmuştur.
Memlük Devleti, bahsedilen özelliklerine rağmen ülkemizde hak ettiği ilgiyi görmemiştir. Bu bakımdan Memlük Devleti’nin ülkemizdeki tanınırlığını artırmak ve alanda çalışma yapan araştırmacıları teşvik etmek bu çalışmanın temel hedefleri arasındadır.