Akdeniz İletişim Dergisi, no.24, pp.114-131, 2015 (Peer-Reviewed Journal)
This work attempts to make a qualitative analysis of “21 Grams” (2003), a movie of Alejandro González Iñárritu’s “DeathTrilogy” in line with Gilles Deleuze’s concepts of “movement-image” and “time-image”. To begin with, the relationship between art, science and philosophy, which are regarded as the “forms of manifestation of the Idea” by Gilles Deleuze and Felix Guatarri, are shortly touched upon in order to draw an analogy between the Idea and art. After that, the concepts of movement-image and time-image are briefly explained. Taking these as the starting point, this study sets out with the notion of “mixed-image” adopted by David Jones in one of his works to understand the inextricable structure of movement-image and time-image elements in modern cinema. Considering the narrative structure of Innaritu films, it seems appropriate to analyze the subject in the light of these concepts. Therefore, this work makes an effort to demonstrate the analogies between “21 Grams” and philosophy in the context of the aforementioned concepts. Gilles Deleuze’s concepts of cinema provide us with enlightening connections. The purpose of this work is to attempt to practice thinking over some of these connections.
Bu çalışma, Gilles Deleuze’ün “hareket-imge ve zaman-imge”2 kavramları doğrultusunda “Alejandro González Iñárritu”nun “Ölüm Üçlemesi”nden3 (Death Trilogy) biri olan “21 Gram” (2003) filminin nitel bir analizini yapma denemesidir. Düşünce ile sanat paralelliğinin kurulabilmesi için önce Gilles Deleuze ve Felix Guatarri’nin “düşüncenin tecelli ediş biçimleri” olarak gördüğü sanat, bilim ve felsefe ilişkisinden kısaca bahsedilmiştir. Ardından hareket-imge ve zaman-imge kavramlarına kısaca değinilmiştir. Buradan hareketle, hareket-imge ve zaman-imge öğelerinin modern sinema içerisindeki girift yapısını anlayabilmek amacıyla, David Jones’un bir çalışmasında4 kullandığı “melez-imge” kavramı ile yola çıkılmıştır. Innaritu filmlerinin anlatı yapısı düşünüldüğünde bu kavramlar doğrultusunda bir incelemeyi yapmak uygun görünmektedir. Dolayısıyla “21 Gram” filminin bu kavramlar çerçevesinde felsefe ile paralellikleri gösterilmeye çalışılmıştır. Gilles Deleuze’ün sinema ile ilgili kavramları bize oldukça ufuk açıcı bağlantılar sunmaktadır. Bu çalışmanın amacı bu bağlantılardan bazıları üzerinde bir düşünme pratiği yapmayı denemektir.