XII. Uluslararası Sinan Sempozyumu, Edirne, Turkey, 8 - 09 April 2021, pp.255-272
Teknolojiyle birlikte yeni malzeme ve yapım tekniklerinin gelişmesi her dönemde mimariyi etkilemiş, yeni biçimlerin ve kullanımların oluşmasını sağlamıştır. Bugün; mimarlık pratiği içinde pek çok kavram, yaklaşım ve yöntemin teknoloji ile geliştiği düşünülmektedir. Yeni bir biçimin söyleyeceği sözünün olması teknoloji tabanlı tasarım, üretim ve kullanımla desteklenmektedir. Bu bakımdan teknolojinin etkin faktör olarak çağdaş mimarinin odağında yer aldığı açıkça belirtilebilir. Avusturyalı Mimar Karl Schwanzer (1918-1975) yapıyı, “dört duvar ve başımızın üzerinde bir damdan daha fazla olan şey” olarak tarif etmekte ve daha fazla olanı sanatsal, sosyolojik, antropolojik, estetik, tarihi ve kültürel unsurlar olarak işaret etmektedir. Günümüz mimarlığını düşündüğümüzde Schwanzer’in sıraladığı unsurlara teknolojiyi de eklemek uygun olacaktır. Teknolojinin mimariye katkısı çok boyutlu olmakla birlikte bu çalışmada biçimi üretmedeki rolü kinetik tasarım aracılığıyla tartışılmaya çalışılacaktır. Mimarlıkta olagelen biçimlendirme tutumunda çevresel koşullarda görülen değişimle, yapının pasif biçimde ışık, renk, gölge değeri gibi unsurlarını değiştirdiği, diğer tüm biçimsel unsurlarıyla statik halini koruduğu söylenebilir. Hatta zamana göre anlık değişim durumunun özellikle antik dönem yapılarında sembolik anlamların iletilmesi için de kullanıldığı bilinmektedir. Ancak kinetik tasarım ile yapı, çevre koşullarına duyarlı hale gelir ve koşullardaki değişimden etkilenerek bu değişime cevap verir. Son yıllarda enerji etkin tasarım alanında çarpıcı örnekleri görülen kinetik tasarım çalışmaları esneklik, estetik, sürdürülebilirlik, işlevsellik gibi farklı amaçlarla ve farklı ölçeklerde yapı bütünü içinde yer almaktadır. Teknoloji ve mimarlık ilişkisinin önemini vurgulayan bu çalışmada, mimari biçimi elde etmede kinetik tasarımın rolü sorgulanmaya çalışılarak, kinetik tasarımın farklı uygulama örnekleri yardımıyla değerlendirmeler yapılacaktır. Bu kapsamda kinetik mimari sınıflandırmasına göre; değişen geometriye ve mimari biçime sahip yapılar üzerinden kinetik yapı elemanları tanımlanarak, bu elemanların hareket şekilleri, hareketin niyeti ve hareketin mimari biçimin değişimine katkısı değerlendirilecektir. Böylelikle teknoloji ve mimarlık ilişkisinin, kinetik tasarımın mimari yapıda biçimi değiştirmedeki etkisi aracılığıyla tartışılması hedeflenmektedir. Anahtar kelimeler: Teknoloji, Kinetik Tasarım, Kinetik Mimari, Mimari Biçim
Teknolojiyle birlikte yeni malzeme ve yapım tekniklerinin
gelişmesi her dönemde mimariyi etkilemiş, yeni biçimlerin ve kullanımların
oluşmasını sağlamıştır. Bugün; mimarlık pratiği içinde pek çok kavram, yaklaşım
ve yöntemin teknoloji ile geliştiği düşünülmektedir. Yeni bir biçimin söyleyeceği
sözünün olması teknoloji tabanlı tasarım, üretim ve kullanımla
desteklenmektedir. Bu bakımdan teknolojinin etkin faktör olarak çağdaş
mimarinin odağında yer aldığı açıkça belirtilebilir. Avusturyalı Mimar Karl
Schwanzer (1918-1975) yapıyı, “dört duvar ve başımızın üzerinde bir damdan daha
fazla olan şey” olarak tarif etmekte ve daha fazla olanı sanatsal, sosyolojik,
antropolojik, estetik, tarihi ve kültürel unsurlar olarak işaret etmektedir.
Günümüz mimarlığını düşündüğümüzde Schwanzer’in sıraladığı unsurlara
teknolojiyi de eklemek uygun olacaktır. Teknolojinin mimariye katkısı çok
boyutlu olmakla birlikte bu çalışmada biçimi üretmedeki rolü kinetik tasarım
aracılığıyla tartışılmaya çalışılacaktır.
Mimarlıkta olagelen biçimlendirme tutumunda çevresel
koşullarda görülen değişimle, yapının pasif biçimde ışık, renk, gölge değeri
gibi unsurlarını değiştirdiği, diğer tüm biçimsel unsurlarıyla statik halini
koruduğu söylenebilir. Hatta zamana göre anlık değişim durumunun özellikle
antik dönem yapılarında sembolik anlamların iletilmesi için de kullanıldığı
bilinmektedir. Ancak kinetik tasarım ile yapı, çevre koşullarına duyarlı hale
gelir ve koşullardaki değişimden etkilenerek bu değişime cevap verir. Son
yıllarda enerji etkin tasarım alanında çarpıcı örnekleri görülen kinetik
tasarım çalışmaları esneklik, estetik, sürdürülebilirlik, işlevsellik gibi farklı
amaçlarla ve farklı ölçeklerde yapı bütünü içinde yer almaktadır.
Teknoloji ve mimarlık ilişkisinin önemini vurgulayan bu
çalışmada, mimari biçimi elde etmede kinetik tasarımın rolü sorgulanmaya çalışılarak,
kinetik tasarımın farklı uygulama örnekleri yardımıyla değerlendirmeler
yapılacaktır. Bu kapsamda kinetik mimari sınıflandırmasına göre; değişen
geometriye ve mimari biçime sahip yapılar üzerinden kinetik yapı elemanları
tanımlanarak, bu elemanların hareket şekilleri, hareketin niyeti ve hareketin mimari
biçimin değişimine katkısı değerlendirilecektir. Böylelikle teknoloji ve
mimarlık ilişkisinin, kinetik tasarımın mimari yapıda biçimi değiştirmedeki etkisi
aracılığıyla tartışılması hedeflenmektedir.
Anahtar kelimeler: Teknoloji, Kinetik Tasarım, Kinetik Mimari, Mimari Biçim.