Restoratif Diş Hekimliği Derneği 24. Uluslararası Bilimsel Kongresi, Eskişehir, Türkiye, 8 - 09 Aralık 2023, ss.53-54
Amaç: Dişlerin lokasyonu ya da hastanın sistemik durumu rubber dam uygulamaları
için uygun olmadığında veya derin proksimal restorasyonlar gibi klinik
durumlarda, hazırlanan diş ve restorasyon yüzeyi diş eti oluğu sıvısı ve kan kontaminasyonuna
yatkın hale gelir. Restorasyon işlemini takiben, bitirme ve cilalama sırasında
ve restorasyonun kullanımı sırasındaki kanama kompozitlerin renklenebileceği
endişesi yaratır. Bu çalışmanın amacı cilalanmış ve cilalanmamış rezin
kompozitlerin kanla kontaminasyonunda renk stabilitesinin in vitro olarak
karşılaştırılmasıdır.
Yöntem: Mikrohibrit bir rezin kompozitten (GC Anterior,
Japonya) 2 mm yüksekliğinde 10 mm çapında otuz adet disk şeklinde numune
hazırlandı (n=10). Çalışma grupları; Grup A: Bitirme ve cilalama yapılmayan
örnekler, Grup B: Bitirme ve cilalama yapılan örnekler (Clearfil Twist Dia
(Kuraray, Japonya), Grup C: Kontrol grubu olarak belirlendi. Her numunenin
başlangıç renk ölçümleri spektrofotometre (Vita EasyShade Advance 4.0, Ivoclar
Vivadent, Lihtenştayn) ile ölçüldü. Numune kontaminasyonunda kullanılmak üzere,
deneyin gerçekleştirileceği sırada baş araştırmacıdan taze insan kılcal kanı
alındı. Ardından A ve B grubu örnekleri 3 dk boyunca kana daldırıldı. Hava ve
su spreyiyle kanın temizlenmesinin ardından, örnek yüzeylerinin renk değişimi
tekrar ölçüldü. Her gruba bitirme ve cila sistemi uygulanıp ve tekrar renk
ölçümleri yapıldı. Tüm ölçümler CIEDE2000 renk sistemi ile hesaplandı. Verileri
karşılaştırmak için iki yönlü tekrarlı ölçümlü
ANOVA testleri kullanıldı. Her bir gruptaki başlangıç-kanama sonrası-cilalama
sonrası değerlerin karşılaştırılması için eşleştirilmiş örneklemler t-testi
uygulandı. p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Her
bir grubun başlangıç- kanama sonrası-cilalama sonrası değerlerinin
karşılaştırılma sonuçlarında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenmemiştir. (p˃0.05)
Sonuçlar
Çalışmamız rutinde kullandığımız
restoratif materyallerin hangi prosedürü izleyerek daha etkin renk stabilitesi
sağlayabileceği üzerine fikir edinmemize yardımcı oldu. Klinik pratiğimizde
kısa süreli kan teması sonrasında hava-su spreyiyle yıkamak ve bitirme-polisaj
işlemleri renk stabilitesinin devamlılığı açısından yeterli görülmüştür.