An Example of Hybrid Genre in New Turkish Cinema: On The Way To The School


Creative Commons License

Anadolu B.

2. Ulusal Başkent Disiplinlerarası Bilimsel Çalışmalar Kongresi, Ankara, Turkey, 08 November 2020, pp.85-97

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Ankara
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.85-97
  • Çukurova University Affiliated: Yes

Abstract

Dünya sinemasında 1960’lı yıllardan sonra gelişen Tür Kuramı, film türlerinin izleyici üzerindeki ideolojik, mitsel ve deneyimsel etkilerini ele alır. 80’li yıllardan itibaren tür kuramı içerisinde ortaya çıkan “melez türler” yaklaşımının ise; türlerin saf olmadığı ve birbirlerinden beslendikleri anlayışını içerdiği ve farklı coğrafyalardaki sinemalarda, imge ve toplum arasındaki bağlantıyı sağladığı iddia edilmektedir. Yeni Dönem Türkiye Sineması’nda da örneklerine rastladığımız “melez tür” filmleri içerisinde, Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan'ın yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendikleri 2008 tarihli “İki Dil Bir Bavul”, farklı bir konumdadır. Belgesel ile kurmacanın sınırlarında gezinen ve bu iki tür arasındaki geçişleri şeffaflaştıran filmin, “gerçekmişgibilik” anlayışı ile toplumsal bir sorunu dile getirdiği söylenebilir. Çalışmanın amacı; “melez tür” kavramından yola çıkarak “İki Dil Bir Bavul” filmini, tür kuramı çerçevesinde incelemek ve neden-sonuç ilişkisiyle filmin, Yeni Dönem Türkiye Sineması içerisinde durduğu yeri ortaya koymaktır. Çalışma kapsamında “melez tür” kavramını içeren filmlerden sadece “İki Dil Bir Bavul”a yer verilmiştir. Bunun nedeni; belgesel ve dramadan beslenen filmin, diğer melez tür örneklerinin aksine “gerçeğin” ve “gerçek-olmayan”ın sınırlarını muğlaklaştırarak toplumsal bir sorunu ele almasıdır. Çalışmada tür kuramı ve onun içerisinde yer alan “melez tür” kavramı açıklanmış; belgeselin ve bir kurmaca alt türü olarak dramanın iç içe geçtiği film, “gerçekmişgibilik” kavramı üzerinden biçem analizi ile ele alınmıştır. Çalışmanın neticesinde filmin bir kurgu belgesel niteliğinde olduğu ve izleyicisini anlatı ve biçim tercihleri ile sosyo-kültürel bir tartışmayla yüzleştirmeyi hedeflediği tespit edilmiştir