Kültürel farklılaşmanın boyutlarına yönelik olarak farklı bilim adamları değişik sınıflamalar yapmışlardır. G. Hofstede, bir sosyal psikolog ve kültürlerarası iletişim alanında önde gelen bir örgütsel sosyoloji uzmanıdır. Ulusal ve örgütsel olarak ikiye ayırdığı kültürleri açıklayabilmek için beş parametre sunmuştur. Bunlar güç mesafesi, bireycilik/çoğulculuk, erillik/dişillik, belirsizlikten kaçınma ve uzun / kısa vadeye dönüklüktür. Erillik-Dişillik (Masculinity) başlıklı parametreye göre örneğin, erkeksi kültürün egemen olduğu toplumlarda kadın ve erkek rolleri arasında kesin bir ayırım vardır. Kadınsı kültürün egemen olduğu toplumlarda ise kişiler arası uyum ve anlaşma önemlidir. Çatışmaya gitmektense örtbas etme yoluna gidilir. Bu çalışmada G. Hofstede’nin “Erillik-Dişillik (Masculinity)” kültürel boyutunun Türkiye analizi incelenmiş ve sonrasında bu analize veri olan eğilim ve uygulamaların Türk halk bilgisi ve uygulamalarında nasıl bir karşılığı olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Örnek uygulamalar, Türk toplumunun daha en başından bireylere dişil değerleri gelenek, görenek, teamüller vasıtasıyla yüklediği sonucunu ortaya çıkarmıştır.
Different scientists have made different classifications regarding the dimensions of cultural differentiation. G. Hofstede is a social psychologist and a leading expert in organizational sociology in the field of intercultural communication. He presented five parameters to explain cultures, which he divided into two: national and organizational. These are power distance, individualism/pluralism, masculinity/femininity, uncertainty avoidance, and long/short term orientation. According to the parameter titled Masculinity, for example, in societies where masculine culture is dominant, there is a clear distinction between male and female roles. In societies where feminine culture dominates, interpersonal harmony and agreement are important. Instead of going to conflict, they resort to cover-up. In this study, G. Hofstede's Turkish analysis of the cultural dimension of "Masculinity-Femininity" was examined and then it was tried to determine how the trends and practices that provided the data for this analysis correspond to Turkish folklore and practices. Sample practices reveal that Turkish society imposes feminine values on individuals from the very beginning through traditions, customs and practices.