SALMONİDLERDE PROFİLAKSİ VE AŞILAMA


Creative Commons License

Özütok S., Şahan A.

Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Alternatif Gelişmeler ve Balık Sağlığı, Aysel ŞAHAN, Editör, Serüven Yayınevi, Ankara, ss.1-7, 2022

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Diğer
  • Basım Tarihi: 2022
  • Yayınevi: Serüven Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.1-7
  • Editörler: Aysel ŞAHAN, Editör
  • Çukurova Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Balıklar poikilotermiktir ve bu nedenle bağışıklığın gelişme zamanı,

oluşan tepki düzeyi ile bağışıklık sisteminin işleyişi ve çevresel su sıcaklığından

direk etkilenirler (Bly ve Clem, 1992). Aşılamanın bulaşıcı hastalıklara

karşı koruyucu bir önlem olarak kullanılmasında balıklar immünolojik

hafızalarını kullanırlar (Rijkers, 1982). Balıklardaki immünolojik

hafıza, memelilerde gözlenen ve eşlik eden fiziksel özelliklerden herhangi

biri olmaksızın, yalnızca antijene duyarlı gibi görünmektedir (Kaattari,

1992). Bununla birlikte, balıkların timus, baş böbrek ve dalakları, bağışıklık

sistemindeki ana organlarıdır. Kandaki baskın immünoglobulin,

dört immünoglobulin alt biriminden oluşur (Rijkers, 1982). Balığın dış

vücut yüzeyi, mukus salgılayan hücrelerce zengin, keratinize olmayan

bir epidermis ile kaplıdır. Bu mukus, immünoglobulin (Rombout ve ark.,

1993) ve spesifik olmayan bir bağışıklık fonksiyonuna sahip olan tamamlayıcı

ve lizozim gibi faktörleri içerir (Ingram, 1980). Mukus tabakası, patojenik

mikroorganizmalar ve benzer şekilde aşı antijenleri için önemli

bir giriş yolu olan solungaç lamellerini kaplayacak şekilde uzanır. Balıklarda

spesifik olmayan bağışıklık elemanları (granülositler, makrofajlar

ve sitotoksik hücreler) enfeksiyonlara karşı yanıtta aktif olarak rol alır

(Evans ve Jaso-Friedmann, 1992; Secombes ve Fletcher, 1992).

Balık yetiştiriciliğinde karşılaşılan hastalıklar için antibiyotikler,

kemoterapötikler veya aşıların kullanımı hastalık tedavisi ve/veya hastalıkların

önlenmesinde önemlidir. Balık hastalıklarının önlenmesinde

aşıların kullanımına yönelik ilk rapor olarak Snieszko ve ark. 1938’de Aeromonas

punktata ile aşılanmış sazanlarda koruyucu bağışıklık hakkında

bir makale yayınlamıştır. İlk İngilizce rapor Duff (1942) tarafından,

parenteral aşılama ve oral uygulama ile aşılanmış alabalıklarda Aeromonas

salmonicida’ya karşı koruma gösterdiği yazılmıştır. Evelyn (1997)

makalesinde, II. Dünya Savaşı’ndan sonraki yılları “kemoterapi çağı” olarak

adlandırmıştır.

Su ürünleri sektöründe, ilk olarak somon balığında furunculosise

karşı yapılmış bakteriyel aşılama çalışmaları dikkat çekmiştir (Bullock

ve ark., 1971). Hayashi ve ark., (1964) bağışıklama çalışmasında, gökkuşağı

alabalığında vibriosisin kontrolü için konsantre bir aşı enjeksiyonunun

yararlı bir profilaktik yol olabileceği sonucuna varmışlardır. 1970’li

yıllarda immünoprofilaksi, su ürünleri yetiştiriciliğinde, balık patojeni

Vibrio ve Yersinia türlerinin neden olduğu enfeksiyonların önlenmesi

için bir yöntem olarak kabul edilmiştir. Balık aşısı için ilk ürün lisansı

onayı, Enterik Kızıl Ağız hastalığı için 1976 yılında Wildlife Vaccine Inc.

tarafından üretilen aşıya verilmiştir (Tebbit ve ark., 1981).

Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Alternatif Gelişmeler ve Balık Sağlığı .3

Viral hastalıklar için başlarda Enfeksiyöz Pankreas Nekrozu, Viral

Hemorajik Septisemi ve Enfeksiyöz Hematopoietik Nekroza karşı aşı bulunmaktaydı.

Bu hastalıklara karşı aşılama üzerine ilk başarılı deneyler,

avirülent veya zayıflatılmış suşlar olan canlı aşıları içermekteydi (Fryer

ve ark., 1976; Biering ve ark., 2005). Ancak bazı aşılar, uygulama yapılan

balık gruplarında kabul edilemez bir düzeyde kalıntı virülens göstermiştir.

Bu nedenle su ortamındaki diğer balık türleri için güvenlik endişesi,

ticari olarak kullanılabilecek aşılarla ilgili araştırmaları azaltmıştır. Bununla

birlikte, inaktive aşılarla sahada koruyucu bağışıklığın sağlanması,

çoğu bakteriyel aşı ile elde edilen korumaya kıyasla nispeten düşük kalmıştır

(Biering ve ark., 2005).