Kişisel Verileri Koruma Dergisi, cilt.3, sa.2, ss.1-14, 2021 (Hakemli Dergi)
Unutulma hakkı, bir kimsenin çevrimiçi ortamda kendisine ait fakat rahatsız edici bir içeriğin kendi isteğiyle geri
dönülemeyecek şekilde ortadan kaldırılması talebini ifade eder. Bu hakkı mahremiyet hakkının bir uzantısı
olarak meşru görenler olduğu gibi, bu hakkın ifade ve basın özgürlüğünü kısıtladığını, sansürü sıradanlaştırdığını
iddia edenler de vardır. Basının kamu görevi icra etmesi, halkı aydınlatma misyonuna sahip olması ve bu
hususlarda kamu yararı bulunduğu gözetildiğinde, unutulma hakkına yönelik eleştirilerin tamamen haksız
olmadığı söylenebilir. Diğer yandan, artık haber değeri kalmamış, güncelliğini yitirmiş, gereksiz hale dönüşmüş
bir haberin internette yayımlanmayı sürdürmesinde kamu yararı kalmamıştır. Bu çatışmanın giderilmesi için
unutulma hakkı ile basın özgürlüğü arasında denge kurulmalıdır. Her geçen yıl unutulma hakkına yönelik
taleplerin artacağı açıktır. Bu haklar arasında denge sağlanırken hangi kriterlere başvurulabileceğini saptamak
sorunun çözümünü biraz da olsa kolaylaştırır. Bu konuda gerek daha önceden basın yoluyla kişilik hakkına
müdahale konusunda Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş kriterler gerekse Kişisel Verileri Koruma Kurulu
tarafından yayınlanan kriterler dikkate alınabilir. Fakat bu kriterler her somut olayda ayrı değerlendirilmelidir.
Anahtar sözcükler: Unutulma hakkı, basın özgürlüğü, kişisel verilerin korunması, kişilik hakkı, özel hayatın
gizliliği
ABSTRACT
The right to be forgotten refers to someone's request to voluntarily remove irritative content about themselves
online. While there are those who see the right to be forgotten as legitimate as an extension of the right to
privacy, there are also those who claim that this right restricts freedom of expression and the press and
legitimizes censorship. The press performs a public service, enlightens the society and there is a public
interest in these matters. Thus, criticism of the right to be forgotten is not entirely unjustified. On the other
hand, there is no public interest in continuing to publish a news item that is no longer newsworthy, outdated
and unnecessary. In order to resolve this conflict, a balance must be struck between the right to be forgotten
and freedom of press. It is clear that the demands for the right to be forgotten will increase with each passing
year. Determining which criteria can be applied while balancing these rights makes the solution of the
problem a little easier. In this regard, both the criteria previously accepted by the Supreme Court's
jurisprudence on interfering with personal rights through the press and the criteria published by the Personal
Data Protection Board can be taken into consideration. However, these criteria should be evaluated separately
in each concrete case.
Keywords: Right to be forgotten, freedom of press, protection of personal data, right of personality, right to
privacy