İzmir Demokrasi Üniversitesi Uluslararası Diş Hekimliği ve Sağlık Kongresi, İzmir, Türkiye, 28 - 29 Kasım 2020, ss.291-292
Giriş ve Amaç: Çürüksüz servikal lezyonların literatüre göre %5-85 arasında değişen yüksek prevelansa sahip olmaları nedeniyle doğru şekilde tedavi edilmeleri ve uzun ömürlü bir restorasyona sahip olmaları önem taşımaktadır. Bu çalışmada çürüksüz servikal lezyonların restorasyonunda klinikte rutin olarak kullanılan bir üniversal adezivin retrospektif olarak 6 aylık takibi sonucunda klinik performansının değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif takip çalışmasına, Restoratif Diş Tedavisi kliniğine çürüksüz servikal lezyon tanısıyla başvuran, universal bir adeziv sistemin (G Premio Bond, GC Şirketi, Tokyo, Japonya) uygulandığı ve daimi restorasyonların kompozit dolgu materyali (Estelite Universal Flow, Tokuyama Dental Şirketi, Japonya) ile yapıldığı 60 hasta ve 171 restorasyon dahil edildi. Bu hastalar kullanılan adezivin total etch ya da self etch olarak uygulanmasına ve kullanılan LED ışık cihazının (Valo, Ultradent, South Jordan, Amerika) farklı ışık güçlerinde (StandartPower 1000mw/cm², HighPower 1400mw/cm², XtraPower 3200mw/cm²) kullanılmalarına göre farklı gruplara ayrıldı. Hastalar restorasyonlar yapıldıktan 6 ay sonra retansiyon, marjinal uyum, marjinal renklenme ve sekonder çürük açısından, ayna ve sond ile iki gözlemci tarafından değerlendirilmiştir. Elde edilen veriler Chi square ve Fisher Exact testi kullanılarak analiz edilmiştir. (p <0.05)
Bulgular: High Power ışık modunda polimerize edilen restorasyonlarda, %6,4 oranında retansiyon kaybı meydana gelmiştir. Asitleme yöntemi ile marjinal uyum ilişkisi incelendiğinde, self etch yönteminde, total etch yöntemine göre %22,8 oranında daha fazla marjinal uyum kaybı gözlenmiştir. Işık modunun marjinal uyum ve renklenme üzerindeki etkisine incelendiğinde, Standart Power ve Xtra Power modunda kabul edilemeyen marjinal uyum kaybı ve renklenme gözlenmezken, High Power modunda bu oranın %15,3 olduğu gözlenmiştir.
Sonuç: Çalışmamızda farklı ışık gücü modlarının ve asitleme yöntemlerinin, restorasyonların post operatif dönem başarısında etkili olduğu gözlenmiştir.
Introduction: Because of the high prevalence of non-carious cervical lesions ranging from %5-85 according to the literature, it is important that they are treated correctly and have a long-lasting restoration. In this study, it is aimed to evaluate the clinical performance of a universal adhesive that is used routinely in the clinic for the restoration of non-carious cervical lesions retrospectively after 6 months of follow-up.
Material and Methods: In this retrospective follow-up study, a universal adhesive system (gpremiobond,GC Company, Tokyo, Japan) applied to the Restorative Dentistry clinic with a diagnosis of non-carious cervical lesion, and composite filling material of permanent restorations (Estelite Universal Flow, Tokuyama Dental Company, Japan) 60 patients and 171 restorations were included. These patients can be divided into different groups according to the total etch or self-etch application of the adhesive used and the use of the LED light device (Valo, Ultradent, South Jordan, America) at different light powers (standard power 1000mw/cm², high power 1400mw/cm², xtra power 3200mw/cm²). Six months after the restorations were made, the patients were evaluated by two observers in terms of retention, marginal adaptation, marginal discoloration, and secondary caries. The data obtained were analyzed using Chi square and Fisher Exact tests. (p<0.05)
Results: In restorations polymerized in High-Power mode, a %6,4 retention loss occurred. When the marginal adaptation relationship with etching method was examined, it was observed that %22,8 more marginal adaptation loss was observed in the self-etch method compared to the total etch method. When the effect of light mode on marginal adaptation and coloration was examined, it was observed that unacceptable marginal loss of adaptation and coloration was not observed in Standard-Power and Xtra-Power mode, while this ratio was %15,3 in High-Power mode.
Conclusion: In our study, it was observed that different light power modes and etching methods were effective in the success of the restorations in the postoperative period.