ENRON Olayı: Muhasebe Hilesi mi, Sistem Hatası mı?


KANDEMİR C., SAĞLAR J.

Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, cilt.11, sa.1, ss.20-39, 2007 (Hakemli Dergi)

Özet

ENRON, Soğuk Savaş Sonrası dönemde yeni ekonominin simgesi olan belli başlı firmalardan biri olmuştur, zira büyüme hızı, pazarının büyüklüğü, ürün çeşitliliği, yenilikçiliği ve karlılığı açısından hem rakiplerinden, hem de ortalama endüstri firmalarından daha üstün bir performans düzeyine sahip olmuştur. ENRON’un çöküşü, iktisadi ve mali çevrelerde ve iş dünyası genelinde sıradan bir iflas olayı olmanın çok ötesinde değerlendirilmiştir. Ancak yapılan tartışmaların çoğunda, iktisadi ve mali sistemin unsurları birbirinden bağımsız ve hatta ilgisizmiş gibi kabul edilmiştir. ENRON olayını, “Titanik Faciası”(zamanının hiç batmayacağı düşünülen büyük geminin ilk transatlantik seferinde batma olayı) ya da “mükemmel fırtına” (seyrek olarak görülen ve tahmin edilemeyen olağandışı koşulların yarattığı doğal afet) olaylarına benzeterek açıklama çabaları da gözlenmiştir. (Arnold ve de Lange, 2004:751;Reinstein ve McMillan, 2004:955). Bu görüşlerin savunucularına göre olay beklenmediktir, bir defalıktır ve tekrarı olmayacaktır. Dolayısıyla, bu bakış açısıyla ancak bireysel suçlar ve/veya suçluları ortaya çıkarmak mümkün olabilirdi ve öyle de olmuştur. Bununla birlikte, Enron olayına daha yakından bakmak sadece Enron’un iç çevresinin değil, dış çevresinin de söz konusu çöküşten sorumlu olduğunu belirlemekte bize yardımcı olmaktadır. Yine, siyaset kurumunun, düzenleyici ve denetleyici kuruluşların, kitle iletişim araçlarının, denetim şirketlerinin ve müşavir hukuk firmalarının rolü ve etkisinin, genel müdür ve diğer üst düzey yöneticiler, yönetim kurulu ve denetim komitesinden az ya da çok olabileceği, ama her halükarda bir dereceye kadar var olduğu iddia edilebilmektedir. Daha da önemlisi, iktisadi ve mali sistemin bireysel unsurlarının birbirleriyle ilişkili olduğu ve bu içsel ilişkilerin, ENRON’un ani çöküşü sonrasında yaşanan ciddi krizde olduğu gibi sistemik hatalara neden olabileceğidir. Bu makalede, daha önce gerçekleştirilmiş olan bazı önemli çalışma ve araştırmalar gözden geçirilerek ENRON’un münferit bir olay değil ve fakat sistemik bir hata olduğu ve aynı nedenle benzer hataları önlemek ve üstesinden gelmek amacıyla yapılacak politika önerilerinin (denetim mesleğini güçlendirmek veya yeni muhasebe ve denetim standartları gibi) daha genel bir bakış açısından iktisadi ve mali sistemin bütün unsurlarını ve öncelikle makro ekonomi ve piyasa boyutlarını da içermesi gerektiği düşüncesi savunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: ENRON skandalı, kurumsal yönetim, sistemik bileşenlerin etki dereceleri