Porfiri Cu (Au-Mo) Yataklarının Güncel Geometrilerinin Belirlenmesinde Apatit Fizyon Izi (Aft) Ve Apatit He (Ahe) Yöntemlerinin Uygulanması: Halilağa Cu-Au Yatağı (Çan-Çanakkale), Batı Anadolu, Türkiye


Karaoğlan F., Gülyüz N., Gülyüz E., Kuşcu I.

TÜBİTAK Projesi, 2021 - 2022

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Başlama Tarihi: Eylül 2021
  • Bitiş Tarihi: Eylül 2022

Proje Özeti

Porfiri yatakların geometrileri ve alterasyon zonlarının yanal-düşey dağılımı çok iyi tanımlanmıştır (Şekil 1) ve bu geometrileri bozan en önemli etkenin cevherleşme sonrası meydana gelen faylanmalar (post-mineral faylar) olduğu bilinmektedir. Post-mineral fayların porfiri sistemlerin geometrisini nasıl ve ne ölçüde etkilediğini anlamak için saha ve sondaj verilerini çok iyi değerlendirilmeli ve hassas yapısal modeller oluşturulmalıdır. Öte yandan, hassas yapısal modeller çok sayıda sistematik (belirli aralıklı) sondaj verisine, bu verilerin doğru şekilde yorumlanmasına ve alterasyon haritalama işlemlerinin çözünürlüğüne bağlıdır.

Porfiri sistemlerin aranması ve kaynak-rezerv hesapları genelde yukarıda bahsedildiği şekilde çoklu sondaj verileri ve haritalama ile yapılmaktadır. Ancak haritalama işlemlerinin hassasiyeti, yüzeylenmiş altere zonların varlığı ve sahanın bitki örtüsü gibi gözlem nokta sayısını etkileyen faktörlere bağlıdır ve genelde porfiri sistemler ya süperjen ya da hipojen kil alterasyonları veya oksidasyon zonları ile maskelendikleri için oluşturulan haritalar yeterince hassas olamamaktadır. Bu bağlamda, alterasyon sisteminin geometrisini belirlememeye yönelik veri setleri genelde sondajlardan sağlanmaktadır ve bu modelin hassasiyeti de doğrudan sondaj yönü ve sayısına bağlıdır. Bazı durumlarda ise haritalama faaliyetleri sonucunda porfiri sistemin belli zonları tespit edilebiliyorken belli zonları örtülü/gömülü olduğu veya aşındığı için haritalanamamaktadır. Bu gibi durumlarda, sistemin ne kadar aşındığı veya doğrusal-düşey yönde aşınıp aşınmadığı veya ne tarafa doğru uzandığını/eğimlendiğini anlamak kritik öneme sahiptir.

Bu bakımdan üzerinde çalışılan porfiri Cu sistemin eğimlenip eğilenmediğini; ne tarafa eğimlendiğini anlamak ve bu bilgiyi,  alterasyon zon haritası ile bütünleşik olarak yorumlamak (sistemlerin geometrilerin orjinalde yarım küre şekilli olduğu düşünüldüğünde), sistemde gerçekten örtülü/gömülü veya korunmuş zonların olabileceğini veya sistemde olması gereken zonların aşınmış (erozyon) olabileceğini belirlemek için yapılacak ilk işlemdir. Ancak literatürde eğimlenmiş (devrilmiş/yatmış) bir porfiri Cu sisteminin varlığını nicel olarak açıklayabilecek bir metodoloji veya bu şekilde deforme olmuş sistemleri tanımlayan herhangi bir çalışma henüz mevcut değildir. Böyle bir metodoloji eksikliği ya cevher içerebilecek sistemlerin cevherli zonlar aşındı diye terk edilmesine ya da cevherli zonları aşınmış sistemlerde arama programlarının gereksiz yere devam ettirilmesine neden olmaktadır. Porfiri Cu sisteminin eğimlenmiş olduğunun bilinmediği çoğu durumda ise sistemin geometrisinin ortaya konması adına çok fazla sayıda ve nicel verilerle destekli hedef gözetmeden yapılan yüksek maliyetli sondaj yapılmasına ve arama programında bütçe ve zaman kaybına neden olmaktadır. Bu bağlamda, eğimlenip eğimlenmediği; eğimlenmiş ise uzanımlarının/eğimlenmelerinin ne yönde olacağını anlamaya yönelik tutarlı bir metodolojik çalışma hem arama programlarının maliyetlerini düşürecek hem de hedef sahalardaki ekonomik cevherli zonların ne kadarının aşınıp aşınmadığını ortaya koyabilecektir. Önerilen bu proje de, bu önermeden yola çıkarak böyle bir metodun geliştirilmesini hedeflemektedir.