Küden A.(Yürütücü), Çömlekçioğlu S., İmrak B., Yılmaz B.
TÜBİTAK Uluslararası İkili İşbirliği Projesi, 2020 - 2024
Akdeniz
bölgesi iklim değişikliğinden oldukça fazla etkilemektedir ve tarımsal uygulamaların artan sıcaklıklara, kuraklığa
ve toprak tuzluluğuna karşı çözümler bulması gerekmektedir. Su kıtlığı ve sera
gazı salınımı arttığından, tarımda su ve enerji kullanımı açısından akıllı
üretim sistemleri giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu bağlamda, tarımsal biyoçeşitliliğin kaybı
ve yoğun tarım uygulamalarına bağlı
toprak verimliliğinin düşmesi, mevcut gıda çeşitliliğini azaltmaktadır.
Tuzlu
topraklara meyve ağaçlarının dikilmesi veya geleneksel tarımsal sistemlere
meyve ağaçlarının eklenmesi; zayıf toprakların değerlemesi, yoğun tarımın
mono-kültür yaklaşımı nedeniyle toprak verimliliği kaybının azaltılması, tuzdan
etkilenen alanların rehabilitasyonu, suyun korunması, bu toprakların
iyileştirilmesi ve biyolojik çeşitliliğin iyileştirilmesi açısından önem
kazanmaktadır.
Dikim
sisteminin çeşitlendirilmesinin yanı sıra, genetik ve bitki ıslah çalışmaları
da, sıcaklık, kuraklık ve tuzluluk gibi bir çok abiyotik strese dayanıklılık
üzerine yapılmaktadır. Islah çalışmaları, uygun genetik materyalin toplanması,
korunması ve araştırmacılarla paylaşılarak küresel iklim değişikliğinin
zorluklarına karşı uygun bir cevap verebilecek özellikteki materyallerin kamu
yararına değerlendirilmesi önem taşımaktadır. İstenen çeşitlerin geliştirilmesi
için geleneksel ve moleküler marker destekli ıslah yaklaşımlarının kombinasyonu
gerekmektedir.
İncir
ağaçları, Akdeniz ve Orta Doğu'ya özgü kuru, kireçli ve tuzlu topraklara iyi
adapte oan bir türdür. Bu türün, sadece yağmur ile sulandığı koşullara adapte
edilmesi Akdeniz bölgelerinde ticari
başarı son derece önemlidir. Bu, tarımsal sistemlerin sürdürülebilirliğini
artırabilir; çünkü değerli besin ve sağlık açısından önemli bileşenlere sahip
olması nedeniyle özel ve kamu kuruluşların katkısıyla yetiştiriciliğin
artılması potansiyeline sahiptir.
Ancak Akdeniz
bölgesinde incir yetiştiriciliğinin büyük bir kısmı, farklı toprak koşullarında
üreticiler tarafından yapılan seçim sonucunda yerel çeşitlere dayanmaktadır ve
son yıllarda üretim yoğun şehirleşme ve uzun süredir korunan birçok çeşidin
kaybolmasına yol açan biyotik ve abiyotik stresler nedeniyle düşmüştür.
Mevcut incir çeşitleri düşük bir genetik
iyileşme gösterdiği için, mevcut çeşitlerin genetik karakterizasyonu ve zayıf
toprak koşullarında en iyi agronomik performansa sahip incir genotiplerinin
seçilmesi için araştırma yapılması gerekmektedir. Bu anlamda gen kaynakları
koleksiyonlarındaki doğal genetik kaynakların incelenmesi ve Genom Geniş
Ortaklık Çalışması'nın (GWAS) kuraklık / tuz durumuyla bağlantılı genomik
bölgelerin tespit etmesine olanak tanıyan sekanslama tekniği ile biyolojik
çeşitliliğin genotip olarak ıslah perspektifinde değerlendirilmesi son derece
önem taşımaktadır.